11 Mart 2009

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali


İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl beşinci kez AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 4 – 19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Geçen yıl 170.000 izleyiciyle yine rekor bir rakama ulaşan Uluslararası İstanbul Film Festivali programı bu yıl yine dopdolu. Dünyanın belli başlı festivallerinde gösterilip Türkiye’de merakla beklenen çoğu filmin ilk gösterimleri festivalin geleneksel “Dünya Festivallerinden”, “Genç Ustalar”, “Mayınlı Bölge” gibi bölümlerinde yapılacak. “Gümüş Ülke, Altın Sinema: Arjantin” ve “Aşk Olsun” gibi yeni bölümlerle festival programı sinemada yeni yönelimlere dikkat çekecek; “Asiler, Azizler, Âşıklar”, “Anılarına” gibi bölümlerle de klasik sinemanın unutulmaz örneklerine yer verilecek. Her yıl olduğu gibi ünlü konuklar, usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri ve partilerle iki hafta boyunca İstanbul’da gerçek bir festival havası esecek.

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Beyoğlu Emek Sineması’nda yapılan basın toplantısında Festival Sponsoru AKBANK adına konuşan Strateji ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Tansan: İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 28.’si düzenlenen İstanbul Film Festivali’nin, bu yıl üst üste beşinci kez destekleyicisi olmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Akbank olarak, yerel ve evrensel kültür mirasını korumanın, yeni kuşaklarla paylaşmanın, sanatın ve sanatçının yanında olmanın sosyal bir sorumluluk olduğu bilinciyle hareket ediyoruz ve Türkiye’deki kültür ve sanat faaliyetlerini destekleme konusundaki öncü duruşumuzu kuvvetlendirerek sürdürüyoruz” dedi.

İstanbul Film Festivali’nde “Sinemada İnsan Hakları” bölümünden bir filme verilecek olan Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE – Council of Europe Film Award) için İstanbul’da bulunan Avrupa Konseyi İletişim Ataşesi Michèle Becker-Daniel ise : “2009’da 60. yılını kutlayan Avrupa Konseyi, üç yıldır Uluslararası İstanbul Film Festivali’yle işbirliğinde Sinemada İnsan Hakları Yarışması’nı yapıyor. FACE Ödülü, Avrupa Konseyi’nin temel değerleri olan insan hakları, demokrasi ve hukuk devletini savunan bir filme verilecek. Avrupa Konseyi aynı zamanda ayrımcılığa karşı bir de kampanya başlatıyor. Festivalin açılış filmi olan “Hoş Geldiniz” de bu ayrımcılık kavramını vurgulaması açısından önemli ” dedi.

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali; TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi tarafından da destekleniyor. Ayrıca, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 2009 ve 2010 yıllarında gerçekleştireceği tüm İstanbul Festivalleri’ne destek veriyor.

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 3 Nisan Cuma akşamı Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılacak Açılış Töreni ile başlayacak.


FESTİVALİ BİLETLERİ NE ZAMAN - NEREDE?


Uluslararası İstanbul Film Festivali biletleri 21 Mart Cumartesi günü satışa çıkıyor. Sinemaseverler biletlerini Beyoğlu’nda Emek ve Atlas ile Kadıköy’de Rexx sinemalarında açılacak gişelerden ve Biletix’ten satın alabilecek.

İzleyiciler İstanbul Film Festivali’nde filmleri yine çok uygun fiyatlara izleme şansına sahip olacak. Geçen yıl bilet fiyatlarında yapılan indirim bu yıl da devam ediyor: Festivalde biletler tam 10 TL, öğrenci ile 65 yaş ve üstü için 7 TL olacak. Festivalde hafta içi gündüz seansları ise yalnızca 3,50 TL. Akbank Galaları’nın bilet fiyatları 15 TL. Festivalin Türk Sineması bölümünde yer alan filmler için de bilet fiyatı tüm seanslarda yine 3,50 TL.

Festival Sponsoru AKBANK’ın Axess kart sahipleri (hafta içi gündüz seansları ve Türk filmleri hariç) festival boyunca satın alacakları biletlerde %20 özel indirimden yararlanacaklar. Lale Kart sahipleri ise her zaman olduğu gibi yine biletlerini öncelikli ve indirimli alacak.

FESTİVAL MERKEZİ: AKBANK SANAT

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin merkezi yine Akbank Sanat olacak. Atölye çalışmalarıyla söyleşilerin yapılacağı Akbank Sanat, festivale akredite tüm basın mensuplarına açık olan Festival Basın Merkezi olarak da hizmet verecek.

Akbank Sanat’ın katkılarıyla, yayın hayatına geçen yıl başlayan festivalin online gazetesi olacak www.festivalist.com bu yıl da festivalin nabzını tutmaya devam edecek. 23 Mart Pazartesi günü yayına başlayacak Festival gazetesi, on beş gün boyunca festivali günlük olarak sinemaseverlere aktaracak.

FESTİVAL SİNEMALARI

Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Beyoğlu’ndaki sinemalarına bu yıl Yeni Rüya Sineması da ekleniyor. Beyoğlu’nun tarihi salonlarından Rüya Sineması, ses düzeninden koltuklarına yenilendikten sonra 640 kişi kapasitesiyle Uluslararası İstanbul Film Festivali salonları arasında yerini alacak.

Festivalin gösterimleri Beyoğlu’nda Emek, Atlas, Beyoğlu, Yeni Rüya, Pera Müzesi Sineması ile Kadıköy’de Rexx sineması ve hafta sonları Nişantaşı CityLife Cinema (City’s) olmak üzere toplam 7 sinemada gerçekleştirilecek.

FESTİVALİN SİNEMA ONUR ÖDÜLLERİ

Uluslararası İstanbul Film Festivali tarafından her yıl verilen “Sinema Onur Ödülleri” Türk sinemasına yıllar boyu emek vermiş üç değerli sanatçıya takdim edilecek: Eleştirmen, arşivci, yazar Agâh Özgüç; oyuncu Hale Soygazi ve yönetmen
Erdoğan Tokatlı.

3 Nisan Cuma akşamı Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda gerçekleşecek İstanbul Film Festivali Açılış Töreni’nde ödülleri verilecek bu üç büyük sanatçıdan Hale Soygazi’nin başrolünü üstlendiği İrfan Tözüm’ün CAZİBE HANIM’IN GÜNDÜZ DÜŞLERİ filmi ile Erdoğan Tokatlı’nın SON KUŞLAR filmi de festival kapsamında gösterilecek.


  • Avrupa Konseyi Sinema Ödülü: FACE

Avrupa Konseyi işbirliğiyle iki yıl önce sadece Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında verilmeye başlayan Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE – Council of Europe Film Award) bu yıl da “Sinemada İnsan Hakları” bölümünde yer alan filmlerden birine verilecek. Seçilen bu film, Festivalin 18 Nisan Cumartesi gecesi yapılacak olan Kapanış Töreni’nde FACE ödül heykelciğinin ve 10.000 Avro’luk para ödülünün sahibi olacak.

FACE Ödülü için filmleri değerlendirecek jürinin üyeleri arasında bu yıl Türkiye’den yönetmen Hüseyin Karabey olacak.

“Sinema’da İnsan Hakları” bölümünde FACE ödülü için yarışacak 10 film arasında, Hırvat yönetmen Goran Rusinovic’in psikolojik gerilim filmi Buick Riviera da yer alıyor. Adını 1970’lerin ünlü Amerikan arabasından alan film, Nuri Bilge Ceylan’ın jüri başkanı olduğu 2008 Saraybosna Film Festivali’nde En İyi Film ve FIPRESCI ödüllerini kazanmıştı.

2003’te “Osama” ile büyük ilgi çeken Afgan yönetmen Siddiq Barmak’ın ikinci uzun metrajlı filmi AFYON SAVAŞI / OPIUM WAR ile Liberyalı gerçek çocuk askerlerden oluşan oyuncu kadrosuyla dikkatleri üzerine toplayan ve Cannes’da Umut Ödülü kazanan, Jean-Stéphane Sauvaire’in nefes kesen filmi KUDUZ KÖPEK JOHNNY / Johnny Mad Dog bölümün diğer merak edilen filmlerinden.

Avrupa Konseyi Sinema Ödülü için Sinemada İnsan Hakları bölümünde Türkiye’yi, Sonbahar filmiyle Özcan Alper temsil ediyor.

8” adlı film ise “Sinemada İnsan Hakları” bölümü kapsamında “Yarışma Dışı” olarak gösterilecek. Birleşmiş Milletler’in dünyada sefaletin sona erdirilmesi yolunda belirlediği sekiz kalkınma hedefinin farklı yönetmenler gözünden işlendiği filmde yer alan sekiz kısa filmin her biri sinema dünyasının ünlü bir ismin elinden çıkma: Jane Campion, Gael García Bernal, Jan Kounen, Mira Nair, Gaspar Noé, Abderrahmane Sissako, Gus Van Sant ve Wim Wenders.


FESTİVAL’DE HER GECE BİR AKBANK GALASI


İstanbul Film Festivali, sinemaseverleri festivalin ilk haftasında 21.30 seanslarında Emek Sineması’ndaki Akbank Galaları’nda ağırlayacak. Festivalin en çok ilgi gören bölümü Akbank Galaları kapsamında sinemaseverler, kaçırılmayacak 9 filmi herkesten önce izleme ayrıcalığını yaşayacaklar.

Aksiyon sinemasının usta yönetmeni Kathryn Bigelow’un son filmi DÜŞMAN HATTI / THE HURT LOCKER, Irak’ta bomba imha eden iki adamın öyküsünü anlatıyor.
Time dergisi filmden, “savaşan ve çalışan insanlar hakkında mükemmele yakın bir sinema yapıtı” olarak bahsediyor.

Merakla beklenen galalardan bir diğeri de Kanadalı ünlü yönetmen Atom Egoyan’ın Cannes’da Altın Palmiye için yarışan filmi TAPINMA / Adoratıon.

Fransız sinemasının genç ustalarından François Ozon’un onuncu sinema filmi RICKY ise sıradan bir çiftin sıra dışı çocuğu Ricky’nin hikâyesi. Senaryosunu da Ozon’un yazdığı film, korku, gerilim, fantastik, komedi ve bilim kurgu gibi farklı öğeleri buluşturuyor.

Uli Edel’in Almanya tarihinin en tartışmalı dönemlerinden birini konu eden eseri
BİR TERÖR FİLMİ: DER BAADER MEINHOF hem içeriği hem de tarzıyla ses getirecek. Alman terörist grubu Kızıl Ordu Fraksiyonu RAF’ın şiddet dolu öyküsünü anlatan film şimdiye kadar çekilmiş en pahalı Alman filmi olma özelliğini taşıyor. Stefan A
ust'un çok satan kitabından uyarlanan bu nefes kesen filmin başrollerinde Martina Gedeck ve Moritz Bleibtreu var.

Paolo Sorrentino’nun İtalyan tarihine iz bırakan politikacılardan, tam yedi kez başbakanlık görevini üstlenen Giulio Andreotti’nin hayatının 40 yılını mercek altına aldığı IL DIVO, politik filmleri sevenler için kaçırılmayacak bir gala filmi. Film, Cannes’da Jüri Özel Ödülü’ne de layık görüldü.

Sinemaseverler bu yıl tam sekiz dalda Oscar adayı olan Gus Van Sant’ın son filmi MILK’i

De Festivalin Akbank Galaları bölümünde izleme fırsatı bulacaklar. Suikast sonucu öldürülen eşcinsel politikacı Harvey Milk’i canlandıran Sean Penn, bu filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandı. Yönetmen Gus Van Sant ise 2007’de Uluslararası İstanbul Film Festivali Onur Ödülü’nü almak için İstanbul’a gelmişti.

ÖZEL GÖSTERİM: TÜRK KLASİKLERİ YENİDEN


Uluslararası İstanbul Film Festivali, BAŞAK GROUPAMA ve GROUPAMA GAN SİNEMA VAKFI işbirliğinde, Türk sinemasının önemli yapıtlarını restore ederek gün ışığına çıkarmaya devam ediyor.

Festival kapsamında 10 Nisan Cuma akşamı Emek Sineması’nda gerçekleştirilecek özel gösterimde Ö. Lütfi Akad’ın 1949 tarihli filmi VURUN KAHPEYE restore edilmiş kopyasıyla izleyici karşısına çıkacak. Halide Edip Adıvar’ın romanından uyarlanan ve başrolünü Sezer Sezin’in oynadığı film, 1950’ler öncesi Türk sinemasının en başarılı Kurtuluş Savaşı filmi olarak anılıyor.

Sinemaseverler geçtiğimiz yıl 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında yine Başak Groupama ve Groupama Gan Sinema Vakfı sponsorluğunda Erden Kıral’ın 1979 yapımı “Bereketli Topraklar Üzerinde” filmini yenilenmiş kopyasından izleme şansı bulmuştu.

FESTİVALDE YENİ BÖLÜMLER



  • “Aşk Olsun”


Festivalin bu yılki yeni bölümlerinden “Aşk Olsun” kapsamında izleyicilerle buluşacak tutku dolu 8 film arasında geçen yıl Festivalde gösterilen “Aşk Şarkıları” adlı filmi ile herkesin gönlünü fetheden Christophe Honoré’nin son filmi güzel insan / LA BELLE PERSONNE yer alıyor. Başrolünde yine Louis Garrel’in oynadığı film, lisede geçen bir aşk hikâyesini anlatıyor. Yönetmen Christophe Honoré, Sarkozy’nin edebiyatla ilgili bir demecine tepki olarak filmi çekmeye karar vermiş.

Antonio Luigi Grimaldi’nin yönettiği sessiz kaos / QUIET CHAOS, İtalyan sinemasının Oscar’ı sayılan üç David de Donatello ödülünün yanı sıra Chicago Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü aldı. Filmin başrolünde 2002 yılında İstanbul Film Festivali’nin konuğu olan ve festivalin Sinema Onur Ödülü’nü alan ünlü İtalyan yönetmen Nanni Moretti oynuyor.

Almanya’nın en önemli sinemacılarından Doris Dörrie’nin, Yasujiro Ozu’nun Tokyo Hikâyesi’ne saygı duruşu niteliğindeki filmi kiraz çiçekleri / CHERRY BLOSSOMS, bu bölümün en dokunaklı filmlerinden biri… Yaşam, ölüm, sevgi, kaybetmek ve hayallerin peşinden gitmeyi konu eden filmin başrolünde, 2001 yılında İstanbul Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanan Hannelore Elsner var.

Festival takipçilerinin yakından tanıdığı Claire Denis’nin son filmi 35 TEK ROM / 35 SHOTS OF RUM ve Polonyalı efsanevi yönetmen Andrzej Wajda’nın Berlin’de Alfred Bauer Ödülü'ne layık görülen “kadın merkezli” dramı SAZLIKTA / TATARAK bölümün “aşk” dolu filmlerinden…

2001 yılında, Manavgat’a bağlı Sirt köyündeki kadınların su sıkıntısına tepki olarak gerçekleştirdikleri “sevişme grevi”nden esinlenen Alman yönetmen Veit Helmer’ın yolların ve zamanın ulaşamadığı, kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ köyünün hikâyesini anlattığı, ABSÜRDİSTAN ise bölümün kaçırılmayacak filmlerinden…

Tomas Alfredson’un filmi GİR KANIMA / LET THE RIGHT ONE IN, Tribeca, Kopenhag ve Göteborg’da ödüllere boğuldu. Newsweek, New York Post ve Washington Times’ın yanı sıra Roger Ebert’in de 2008 İlk 10 seçkilerinde yer alan film kanlı olduğu kadar sevimli ve romantik... Vampir filmlerini sevenler bu filmi kaçırmasın!

  • “Gümüş Ülke, Altın Sinema: Arjantin”

Festivalin bu seneki yeni bölümlerinden biri, adını gümüşün Latince isminden alan Arjantin’in sinemasına ayrıldı. 1000 VOLT POST PRODÜKSİYON sponsorluğunda gerçekleşecek “Gümüş Ülke, Altın Sinema: Arjantin” başlıklı bölüm, festival izleyicilerini son yıllarda büyük çıkış yapan Arjantin sinemasında bir yolculuğa çıkaracak.

Sekiz filmin yer aldığı bölümde “Bataklık” ve “Küçük Azize” ile sinemaseverlerin yakından tanıdığı Lucrecia Martel’in son filmi başsız kadın / THE HEADLESS WOMAN ile Arjantin sinemasının genç yeteneklerinden Pablo Trapero’nun Cannes’da çok ses getiren filmi aslan ini / LION’S DEN öne çıkan filmler arasında.

Lucia Puenzo, geçtiğimiz yıl festivalde gösterilen ve sinemaseverlerden tam not alan “XXY” ile elde ettiği başarının ardından bu kez kendi romanını beyazperdeye uyarlıyor. BALIK ÇOCUK / THE FISH CHILD’ın başrollerinde yönetmenin “XXY”de beraber çalıştığı genç oyuncu Ines Efron oynuyor.

Yapımcılığını Walter Salles’in üstlendiği, Buenos Aires Social Club tadındaki ÜSTATLAR KAHVESİ / CAFE DE LOS MAESTROS’u ise tango severler kaçırmasın. Miguel Kohan’ın yönetmenliğini üstlendiği film, klasik tango repertuvarının yaratıcılarının, tarz ve okulların kurucularının, Piazzola’dan önce 1940 ve 1950’lerin ünlü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu bu nadide müzisyenlerin hayatlarından kesitler sunuyor.


  • “Asiler, Azizler, Âşıklar”

Harvard Üniversitesi Tarih Profesörü Cemal Kafadar küratörlüğünde düzenlen “Asiler, Azizler, Âşıklar” festivalin en ilgi çekici bölümlerinden. Festivalin bu bölümü seyirciyi, yaratıcı yorumların en parlak örneklerinden bazılarına imza atan on bir yönetmenin gözüyle, isyan, ermişlik, aşk ve şiirin doğası ile bunların arasındaki ilişkiler üzerinde düşünmemizi sağlayan on iki filme davet ediyor.

Tarihin belki de en çok tanınan azizesi Jan Dark’ın son saatlerini Carl Th. Dreyer’in kamerasından anlatan JEANNE D’ARC’ın Tutkusu / THE PASSION OF JOAN OF ARC, bölüm kapsamında izleyiciyle buluşacak filmlerden. 1928 yapımı bu sessiz filmin bütününü içeren tek kopyası 1980 yılında bulunmuştu. Özgün kamera kullanımı, yakın plan çekimleri ve çarpıcı kadrajlarıyla Jan Dark’ın Tutkusu’nu beyazperdede büyük ekranda izlemek sinemaseverler için kaçırılmayacak bir fırsat.

Sinema tarihinin baştan sona Latince çekilmiş ilk filmi olan SEBASTIANE’ın yönetmenleri Derek Jarman ve Paul Humfress, Rönesans resimlerini andıran nefes kesici görsel düzenlemelerle hem çokça tartışılan hem de çok övülen bir tarihi filme imza atıyor.

Gürcü yönetmen Sergey Paradjanov’un 1989’da İstanbul Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü de kazanan ve Azeri kültürünü bir halk ozanı üzerinden anlatan “eksantrik bir peri masalı” havasındaki filmi AŞIK GARİP / ASHUK-GARIBI de bu özel bölümde gösterilecek.


Japon sinemasının ilk büyük feminist yönetmeni ve üç ustasından biri olarak tanınan Kenji Mizoguchi’nin OHARU’NUN YAŞAMI / THE LIFE OF OHARU da bölüm kapsamında gösterilecek filmler arasında… Edo dönemi Japon toplumunda sınıf ve hiyerarşi meselelerini incelediği film, ustanın en iyi filmlerinden olarak kabul ediliyor.

“Asiler, Azizler, Âşıklar” bölümü kapsamında 11 Nisan Cumartesi günü saat 13.30’da Akbank Sanat’ta aynı zamanda bölümün de küratörlüğünü üstlenen Cemal Kafadar’ın konuşmacı olarak katılacağı bir söyleşi gerçekleşecek.

FESTİVALİN VAZGEÇİLMEZLERİ


  • Yıllara Meydan Okuyanlar


Sinemaseverler, dünya sinemasının en saygın yönetmenlerine adanan bu bölümünde bu sene de DOLE sponsorluğunda, yıllara meydan okuyan 9 ustanın en son filmlerini izleme fırsatı bulacaklar.

Fransız yönetmen Bertrand Tavernier’nin son filmi SİSLERİN İÇİNDEN / IN THE ELECRIC MIST polisiye/gizem yazarı James Lee Burke’ün romanından uyarlanma. Dünya prömiyerini Altın Ayı için yarıştığı Berlin Film Festivali’nde yapan filmin başrollerini Tommy Lee Jones, John Goodman ve Peter Sarsgaard gibi ünlü simalar paylaşıyor.

Polonya’nın en önemli yönetmenlerinden Jerzy Skolimowski on yedi yıl aradan sonra çektiği ilk filmi ANNA İLE DÖRT GECE / FOUR NIGHTS WITH ANNA’da bir tutku ve saplantı öyküsü anlatıyor. Jerzy Skolimowski Festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek ve Kapanış Töreni’nde festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alacak.

Adı Bergman’la birlikte anılan en önemli İsveçli sinemacılardan Jan Troell’in yedi yıl aradan sonra çektiği ÖLÜMSÜZ ANLAR / EVERLASTING MOMENTS ile lirik filmleriyle tanınan Terence Davies’in çektiği ilk belgesel ZAMAN VE ŞEHRE DAİR / OF TIME AND THE CITY bölümün diğer filmlerinden.



  • Dünya Festivallerinden

Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin, SABAH GAZETESİ sponsorluğunda gerçekleştirilen geleneksel bölümü “Dünya Festivallerinden”, Festival izleyicisine tanınmış yönetmenlerin çoğu ödüllü son eserlerinden konuları ve tarzlarıyla ses getiren 20 film sunuyor.

İngiliz yönetmen Shane Meadows’un son filmi SOMERS TOWN Edinburgh Film Festivali’nde En İyi İngiliz Filmi ve Tribeca’da En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini aldı. Yönetmenin festivalde de gösterilen 2006 yapımı filmi “İşte İngiltere Bu / This is England”da beraber çalıştığı genç oyuncu Thomas Turgoose bu filmdeki performansıyla eleştirmenler ve sinema seyircisinden tam not aldı.

Aynı zamanda filmin başrolünü de üstlenen oyuncu ve yönetmen Julie Delpy’nin dördüncü filmi KONTES / THE COUNTESS, tarihin en kana susamış seri katillerinden “Kanlı Kontes” Elizabeth Bathory'nin ürkütücü hikâyesini anlatıyor.

Belçikalı genç yönetmen Bouli Lanners’in geçtiğimiz yıl Cannes’da üç ödül kazanan uzun metrajlı ikinci filmi Eldorado yönetmenin başına gelen gerçek bir olaydan esinlenen absürt bir komedi-dram. Filmin yönetmenliğini üstlenen ve senaryosunu yazan Bouli Lanners aynı zamanda filmin başrolünde de oynuyor.

Video klip dünyasının eski kurdu Carlos Moreno’nun ilk uzun metraj filmi İT İTİ ISIRIR / DOG EAT DOG, izleyenleri yeraltı dünyasının şiddet dolu dünyasına götürüyor. Aksiyon ve kara büyüyle tıka basa dolu bu kara komedi, aynı zamanda Sundance’te prömiyer yapan ilk Kolombiya filmi…

Fransız sinemasının önemli yönetmenlerinden Philippe Lioret’in son filmi HOŞ GELDİNİZ / WELCOME, mülteci sorunlarına değinen dokunaklı bir azim öyküsü. Başrollerini iki genç Türk oyuncunun paylaştığı film aynı zamanda festivalin Açılış Filmi olacak.


  • Genç Ustalar

Bu yıl üçüncü kez COLIN’S sponsorluğunda gerçekleştirilecek “Genç Ustalar” bölümünde sinema dünyasına henüz adımını atmış olmasına rağmen geçtiğimiz yıl kendilerinden çok bahsettiren 11 başarılı genç yönetmenin filmi yer alıyor.

Finli genç yönetmen Jukka-Pekka Valkeapää’nın Tarkovski’den esintiler taşıyan uzun metrajlı ilk filmi ziyaretçi / THE VISITOR ile Sundance’de Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Koreli genç kadın yönetmen So Yong-Kim’in ikinci filmi ağaçsız dağ / TREELESS MOUNTAIN bölümün merakla beklenen filmlerinden.

Kısa filmleriyle tanınan genç Rumen yönetmen Adrian Sitaru’nun uzun metrajlı ilk filmi oltanın ucunda / HOOKED, Polanski’nin “Sudaki Bıçak”ını anımsatan bir psikolojik gerilim. Filmin her iki kadın oyuncusu da Selanik Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini alırken, yönetmen Adrian Sitaru da Gümüş İskender Ödülü’ne layık görüldü.

Meksikalı yönetmen Fernando Eimbcke’nin ikinci filmi TAHOE GÖLÜ / LAKE TAHOE, Berlin, Cannes, Kopenhag ve Sundance Festivalleri’nde ödülleri topladı. Yönetmenin ilk filmi “Ördek Mevsimi”, 24. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde büyük ilgi görmüştü.

Cameron Labine’in ilk uzun metraj filmi CONTROL ALT DELETE bilgisayar çağının sapkın aşk komedisi… Geçen yıl Cannes’da en iyi ilk filmlere verilen Altın Kamera Özel Mansiyon ödülünü alan 24 yaşındaki Valeria Gai Germanika’nın BEN HARİÇ HERKES ÖLSÜN / EVERYBODY DIES BUT ME adlı filmi ise bölümün kaçırılmayacakları arasında.

  • NTV Belgesel Kuşağı

NTV’nin sponsorluğunu üstlendiği NTV Belgesel Kuşağı’nda bu yıl politikadan ekonomiye, sinemadan insan haklarına, müzikten spora birbirinden ilginç konulara değinen 17 belgesel yer alıyor. Usta yönetmen Peter Greenaway, son filmi REMBRANDT: İTHAM EDİYORUM / REMBRANDT’S J’ACCUSE ile geçtiğimiz yıl Uluslararası İstanbul Film Festivalinde de gösterilen müthiş cinayet filmi “Gece Bekçisi”nde incelediği Rembrandt tablosuna, bu sefer bir belgesel çalışmasıyla geri dönüyor. Büyük yönetmen Peter Greenaway 12 yıl sonra İstanbul Film Festivali’ne tekrar konuk olacak.

Dünyanın en iyi belgeselcilerinden Heddy Honigmann, son çalışması UNUTMAK / OBLIVION ile kamerasını Peru’nun başkenti ve kendi doğum yeri olan “Unutulmuş bir şehir” olarak tanımladığı Lima’ya çeviriyor. Güçlülerin talan ettiği bir ülkede yoksulluğun ve şiirin, dahası güçsüzlerin unutulmuşluğun zincirini kırma çabasını anlatan bir film. Heddy Honigmann festivalin konuğu olarak İstanbul’a da gelecek.

Oscar’a aday gösterilen belgeselci Brett Morgen, ChIcago 10 ile 1968’de Demokrat Parti kongresi sonrasında gerçekleşen protestoları ve açılan Chicago 8 davasını arşiv görüntüleri, canlandırmalar ve animasyonlarla perdeye taşıyor. Black Sabbath, Rage Against the Machine, Beastie Boys ve Eminem gibi sanatçıların müzikleriyle de dikkat çeken ve Amerikan tarihinin dönüm noktalarından birini ele alan film Chicago Film Festivali’nde En İyi Belgesel Ödülü’nü kazandı.

James Toback’ın 2008 Cannes Film Festivalinde ödül alan, Mike Tyson’ın yaşam öyküsünü anlattığı TYSON ve Amerikalı yönetmen Elizabeth Chai Vasarhelyi’nin önde gelen Afrikalı müzisyenlerden, insan hakları savunucusu Youssou N’Dour’un hayatını anlattığı belgeseli Youssou Ndour: sevgiyle geldim / YOUSSOU NDOUR: I BRING LOVE bölümün merakla beklenen belgesellerinden.

SU BELASI / TROUBLE THE WATER, yeni aldığı video kamerasıyla Katrina Kasırgası’nın tam ortasında kalan bir kadının yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Katrina Kasırgası, bu kez kurbanlarının gözünden, şahsen anlatılıyor. Carl Deal ve Tia Lessin’in yönetmenliğini üstlendiği belgesel En İyi Belgesel dalında Oscar’a aday gösterildi.

“Şişir Beni / Super Size Me” ile hamburger dünyasının sırlarını ifşa eden Morgan Spurlock, NEREDE BU USAME BİN LADİN? / WHERE IN THE WORLD IS OSAMA BIN LADEN? filmiyle bu kez dünyanın en tanınmış teröristinin peşine düşüyor ve Fas’tan İsrail’e oradan Afganistan’a Bin Laden’in izini sürüyor.

NTV Belgesel Kuşağı, 6-12 Nisan tarihleri arasında Beyoğlu Sineması’nda.

  • Mayınlı Bölge’ye Dikkat!

MALAYSIA AIRLINES sponsorluğunda gerçekleşen, artık gelenekselleşen Mayınlı Bölge’de bu yıl yine sınırları zorlayan sıra dışı 10 film yer alıyor. Çok yönlü sanatçı Takeshi Kitano, başrolünde oynayıp kendini yönettiği son filmi AKİLEUS VE KAPLUMBAĞA ile bir kez daha festivalin konuklarından. İsmini Antik Çağ Yunan düşünürlerinden Elealı Zenon'un en bilinen paradoksundan alan film otobiyografik öğeler taşıyan sürükleyici bir dram.

Festivalde 2006 yılında “Kan” ile izleyicileri sarsan yönetmen Amat Escalante bu yıl da son filmi PİÇLER / LOS BASTARDOS ile seyircileri yine huzursuz edecek. Film, son derece çarpıcı başlangıcı ve acımasızca gerçekçi sonuyla Cannes’da büyük tartışma yarattı.


Patrick Mario Bernard
ile Pierre Trividic’in ikinci uzun metrajlı çalışması ÖTEKİ / L’AUTRE bir roman uyarlaması. Başroldeki Dominique Blanc, mükemmel yorumuyla Venedik Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu. Filmin yönetmenlerinin festivalin konuğu olarak İstanbul’a geldiğini de belirtelim.

  • Geceyarısı Çılgınlığı’na Devam…

Uyarıcı, çarpıcı, sarsıcı filmleri uykuya tercih edenlerin dört gözle beklediği Geceyarısı Çılgınlığı izleyicilerin uykusunu kaçıracak 4 filmle cuma geceleri Beyoğlu, cumartesi geceleri ise Atlas sineması’nda saat 24.00’te…

Hong-jin Na’nın gerçek bir seri katilden esinlenerek perdeye aktardığı filmi TAKİPÇİ / THE CHASER kanlı sahnelerine rağmen topluma ve düzene getirdiği eleştirilerle ülkesinde gişe rekorları kırdı. Hollywood’lu yapımcıların filmin çekim haklarını çoktan aldığını ve çalışmalara başladığını belirtelim.

Paul Andrew Williams korku-gerilim türüne sağlam bir doz komedi eklediği son filmi KULÜBE / THE COTTAGE ile Eric Van Looy’ın metresleri için bir daire tutan beş evli arkadaşın karşı karşıya kaldıkları bir cinayetin öyküsünü anlatan psikolojik gerilim filmi ÇATI KATI / LOFT diğer gece yarısı filmlerinden.

Festivalde de gösterilen “Tracey’nin Yaşamından Kesitler / The Tracey Fragments” ve “Queer as Folk” dizisinin Amerikan versiyonuyla tanınan Kanadalı yönetmen Bruce McDonald’ın son filmi PONTYPOOL İngilizce dili ile yayılan bir virüsü konu alan avangart bir zombi filmi.

  • Festivalin “Çocuk Mönüsü”


Son üç yıldır festival programında yer alan ve çocuklar kadar büyüklerin de takipçisi olduğu Çocuk Filmleri bölümü bu yıl da devam ediyor. Çocuk filmleri festivallerinde izleyicilerden tam not alan 2 film, festival boyunca hafta sonları sabah seanslarında Atlas, Rexx ve Nişantaşı CityLife Cinema (City’s) sinemalarında gösterilecek. Filmlere Türkçe seslendirme de yapılacak.

Bölüm kapsamında Thomas Borch’un PARTİ TIRTILLARI / SUNSHINE BARRY AND THE DISCO WORMS ile Tomm Moore’un BÜYÜLÜ KİTAP / THE SECRET OF KELLS adlı animasyonları gösterilecek.


CANLANDIRMA SİNEMASI: BILL PLYMTON


Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin ilgiyle izlenen bölümlerinden Canlandırma Sineması bu yıl müthiş çizim enerjisi, yapımını tek başına üstlendiği filmleriyle bağımsız animasyon dünyasında bir marka olan dünyaca ünlü sanatçı Bill Plympton’ı ağırlıyor. BEN&JERRY’S’in sponsorluğunu üstlendiği bölüm kapsamında sanatçının beş uzun metrajlı canlandırma filmi gösterilecek.

Dünyaca ünlü birçok markanın reklâm filmlerinden, New York Times, Vogue, Vanity Fair’deki illüstrasyonlara ve Rolling Stone dergilerindeki karikatürlere kadar beğenilen birçok işe imza atan Bill Plympton ayrıca festivalin konuğu olarak İstanbul’a da gelecek ve 18 Nisan Cumartesi günü saat 16.00’da Akbank Sanat’ta meraklılarına bir de Sinema Dersi verecek.

USTALARA SAYGI: RAYMOND DEPARDON


İstanbul Film Festivali kapsamında fotoğrafçı, muhabir, sinemacı ve dünyanın en iyi belgeselcilerinden Raymond Depardon’un 2008 yapımı son filmi MODERN HAYAT / LA VIE MODERNEin de aralarında olduğu 8 filmi, TV5MONDE sponsorluğunda izleyicilerle buluşacak. Ünlü Gamma fotoğraf ajansının kurucularından, Magnum ajansı üyesi, Pulitzer ve Louis Delluc ödüllü Depardon, 1960’lardan bu yana, Vietnam’dan Berlin Duvarı’nın yıkılışına, iç savaşlardan devrimlere tanıklık ettiği tüm olayları sinemaya aktarıyor, Fransız toplumunun farklı kesimlerini izliyor.


ANILARINA


Festivalin bu yıl Jameson sponsorluğunda gerçekleştirilecek olan “Anılarına” bölümü, geçen yıl kaybettiğimiz Paul Newman, Sydney Pollack ve Yusuf Şahin’e adandı.

Bölüm kapsamında gösterilecek filmler ise şöyle:

  • Richard Brooks / Kızgın Damdaki Kedi
  • Sydney Pollack / Atları da Vururlar
  • Yusuf Şahin / Sessizlik Lütfen… Çekim Var


ELIA KAZAN 100 YAŞINDA


İstanbul Film Festivali, tiyatro ve sinemada yönetmenlik, senaryo yazarlığı, roman yazarlığı gibi birçok alanda başarılarıyla tanınan Kayseri doğumlu Amerikalı yönetmen Elia Kazan’ı yüzüncü doğum yılında anıyor. “Rıhtımlar Üzerinde”, “Cennetin Doğusu”, “İhtiras Tramvayı”, “Viva Zapata!”, “Amerika Amerika” gibi filmleriyle tanınan ve iki kez En İyi Yönetmen Oscar’ına layık görülen Kazan’ın ünlü filmi VIVA ZAPATA! festivalde gösterilecek. 1988’de İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi’nin başkanlığını yürüten Elia Kazan, 2003’te New York’ta hayatını kaybetmişti.


FESTİVAL’DE KISA FİLM HEYECANI:

“NOKIA NSERIES KISA FİLM YARIŞMASI”


NOKIA NSERIES sponsorluğunda düzenlenen 3. Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’nda ilk altı film İstanbul Film Festivali’nde izleyicilerle buluşacak. Ekim AYINDA başlayan ve 300’e yakın başvurunun yapıldığı yarışmada ilk üçe giren filmler festivalde Türk filmlerinden önce gösterilecek. Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’nın jüri başkanlığını bu yıl sinema ve televizyondan tanıdığımız yönetmen kardeşler Yağmur ve Durul Taylan üstleniyor. Yarışmanın diğer jüri üyeleri ise sinema eleştirmeni Kutlukhan Kutlu, Nokia Türkiye Satış Müdürü Sertaç Şener ve İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan yer alıyor. (Ayrıntılı bilgi için: www.nserieskisafilm.com)


VİDEO: DÜZENDE (ÇOK) KÜÇÜK BOZUKLUKLAR


Uluslararası İstanbul Film Festivali, son dönem Türkiyeli sanatçıların eserlerinden oluşan bir programla ilk olarak bu yıl video sanatına açılıyor. (Çok) düzenli bir sistem oluşturan sinemaya karşı güncel sanatın yarattığı serbest bölgelerden yararlanarak bu düzene bir “bozukluk”, estetik ve politik bir alternatif getiren video sanatı festivalde Yekhan Pınarlıgil küratörlüğünde hazırlanan özel bir seçkiyle yer alıyor.

Bu bölümde izleyicinin keşfedeceği eserler beyaz ekranın sınırlarını zorluyor. Görüntü titriyor, kaymalar başlıyor, zaman kâh daralıyor kâh genleşiyor, ekran bölünüyor, mekân belirsizleşiyor, netlik kayboluyor, vücutlar arka planda eriyor, tabular görünür oluyor, İstanbul yanıyor, sinemada deprem oluyor... Sinema düzeninde (çok) küçük bozukluklar, seyirciyi yeni keşiflere, yeni deneyimlere çağırıyor.


  • Açık Kapı


Alışılmadık ve hem sinema salonunun yapısını, hem de film izleme deneyimini sorgulayarak değiştiren özel bir gösterim Açık Kapı. Adından da anlaşılacağı gibi salonun kapısı tüm gösterim boyunca açık kalıyor. Seyirci salona istediği gibi girip çıkabiliyor. İster oturuyor, isterse geçip gidiyor, salonda dolaşıyor. Açık Kapı’nın bu yılki misafiri Ozan Adam. Genç sanatçının deneysel video ve filmlerinden oluşan bir program, 6 saat boyunca aralıksız döngü halinde gösteriliyor. Açık Kapı, 16 Nisan Perşembe günü 15.00-21.00 saatleri arasında Akbank Sanat’ta.



BASIN BÜLTENİ


0 yorum: