31 Temmuz 2007

28 Saat Sonra Düşünceler...


28 Hafta Sonra filminin çok yakında gösterime gireceği duyumu alındığı an sinemaseverlerin çoğu hafızalarını tazelemek zorunda kaldı, hatta 28 Gün Sonra filmiyle karıştıranlar dahi oldu. Her ne kadar 28 Gün Sonra gibi virüs temalı bir filmin devamı olabileceği düşünülse de filmin bitişi itibariyle gerek yok gibi düşünülüyordu. Nitekim aradan geçen 5 yıl düşüncelerin haklı olduğu yönündeydi, fakat bir anda 28 Hafta Sonra isimli bir poster görülmüştü ve 28 Gün Sonra filminin posteriyle arasındaki fark gün ve hafta yazısından ibaretti birazda gözler farklıydı fakat gözlerin filmde ayrıca değerlendirileceği hissi uyandırmamıştı çoğu izleyicide. Bu noktada kendiliğinden ortaya çıkan enteresan bir ayrıntı vardı. Devam filmlerinin sonuna eklenen 2-3-4-final gibi örneklerin dışında bir çizgi oluşmuştu. Zaman periyoduna bakılınca sırada hafta, ay, yıl ve beklide daha fazlası vardı. Bu çizgi her ne kadar filme isim vermeyi ve devam avantajını sunsa da beklenti açısını ardına kadar açıyordu.

Filmin giriş sahnesi beklendiği gibi saldırı ile gerçekleşti, fakat burada görsellik ikinci planda kalıyordu enfeksiyonlular iki saniye dahi tam olarak perdeye yansımıyordu ve ortamın karanlığı dikkati dağıtmaya başlamıştı. Genel olarak sahne etkileyiciydi ve kaçış anındaki soundtrack izleyiciyi etkilemeye ve ortamın çaresizliğine ortak etmeye yetiyordu. Hemen ardından 28 Hafta ya kadar geçen haftaların özeti ve hakkında bilgi verildi kısaca, bu çok yerinde bir düşünceydi ve ilk filmden bağlantı başarı ile gerçekleştirildi.

Kahramanların tanıtım sahnesine ise Londra’nın kuşbakışı ve bomboş görüntülerine ek olarak soundtrack’in etkisi damgasını vurdu. Bu tarz bir filmde kaliteli müzikler duymak güzel bir detaydı ve Jhon Murphy imzası taşıyorlardı. Londra’nın içler acısı durumu görüldükten sonra ABD tanıtımı sahne aldı tabiî ki sponsorlarda fakat bir önceki kritiğimde değindiğim kadar abartı yoktu, toplamda beş saniyeyi geçmedi. (Real Madrid forması ve üzerindeki reklam hariç)

Filmin gelişim aşamasında asıl merak edilen konu olan, virüsün bir sonraki filme kadar nasıl hayatta kalabileceği ve akıbetinin ne olacağı ile ilgiliydi ve masaya yatırıldı. İnsan organizmasının karmaşıklığı ve sırlarla dolu niteliği ve ana temanın virüs olması, bu noktada senaryoya başarıyı getirmekte geç kalmadı ve mantıklı bir biçimde izleyiciye aktarıldı. Fakat virüsün güvenli bölgeye girişi her ne kadar başarılı ve mantıklı olsa da, yayılması da bir o kadar başarısız ve mantıksızdı. Yayılma sahneleri, aksiyon sahnelerinin sabırsızlanması sonucu başarısızlıktan payını aldı. Sonrasında ABD güçlerinin rol aldığı neredeyse tüm filmlerde görmeye alıştığımız kırmızı kod ve tersine mantık örneklerine izin verildi.

New York, Manhattan, New Jersey semalarından bombalanışlarının sahneleri ezberlenen ve artık neredeyse sokak sokak çıkartılabildiği için Londra’nın bombalanması ayrı bir renk katıyordu filme ve arkasından kovalamaca ve duygusal sahneler arka arkaya gelmeye başladı. Bu karelerden en etkilisi helikopter sahnesi oldu, fantastik tarzda bir filmde görülmesi muhtemel bu sahne, izleyiciyi memnun etmekle beraber beyazperdenin rengini de kırmızıya dönüştürüyordu. Bir diğer karede uzun zaman kullanılmayan bir şehrin detayları olan ters dönmüş arabalar, kapatılmış kepenkler ve sokakların çöplerle dolu olması gibi örneklere ek olarak Wembley stadının uzamış çimlerine konmuş bir helikopterin duruşuydu ve enteresan bir örnek olarak sunuldu son bölümlerde.

Senaristler muhtemel ismi 28 Ay Sonra olacak serinin devam filmini merak ettirme gereği duymayarak Eiffel Kulesi ve enfeksiyonluların karambolü karesi ile virgül koydu filme. Seri, insan organizması ve virüs içerikli olması avantajı ile konu eksikliği çekmeyeceğe benziyor geriye kalan görsel şovlar ve oyuncuklar oluyor. Fakat 28 Hafta Sonra 28 Gün Sonra ya göre beklentileri karşılamamış görünüyor, öyle ki filmde sıkça vurgulanan “gözler” tanıdık yüzler görmek istiyor ve umutlar Paris’e.. “28 Ay Sonra” ya kalıyor.

Murat SÜNTER

24 Temmuz 2007

TESTERE 4 26 Ekim’de vizyonda


2004 yılında iddiasız ve tanınmamış kadrosu ile gösterime giren, şaşırtıcı finaliyle bir anda yılın hiti haline gelmişti. James Wan ve Leigh Whannell’in birlikte yazdıkları senaryodaki iş bölümüde çok iyi idi. Wan yönetti, Wahnnel oynadı.

2005’de ikinci filmle seriye dönüşen testere ekibine bu kez Darren Lynn Bousman’da katıldı. James Wan kadroda yoktu ve nispeten ilkine göre başarısız bulunan film yine de hayranlarını mutlu etti.

2006’da vizyona giren Testere 3’de Darren Lynn Bousman yönetmenlik koltuğunda oturmaya devam ediyor, senaryo ekibi yine James Wan ve Leigh Whannell’dan oluşuyordu. Ana karakterin Jigsaw’ın hayatı hakkında ipuçları edindiğimiz film yine şaşırtan finaliyle zevkle izlendi.

Testere serisi hız kesmeden seriye her sene halkalar eklemeye devam ediyor. Çekimleri tamamlanan film 26 Ekim’de vizyona girmeyi bekliyor. Kış sezonunun ilk gişe canavarı olmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Bu kez kadroda senarist olarak iki farklı isim görüyoruz. Marcus Dunstan ve Patrick Melton

yazmış, Darren Lynn Bousman’da yönetmenlik koltuğuna oturmuş. Serinin yaratıcıları bu kez prodüktör olarak kadroda yer alıyorlar.

Testere 4’ün konusu ise şöyle;

Jigsaw ve asistanı amanda hayatlarını kaybetmiştir. Dedektif kerry cinayetinin duyulmasından sonra, 2 tecrübeli FBI ajanı ajan strahm ve ajan perez, dedektif hoffman’a jigsaw’un kalan son oyununun çözümlenmesi için yardım ederler. Bununla birlikte, SWAT takımı komutanı rigg kendini bu ölümcül oyunun içinde bulur. Ve eski bir dostunu ve de kendisini dehşet verici bir ölümden kurtarmak için düğümlenmiş, korkutucu tuzaklar zincirini yenmek için bir buçuk saati vardır.

Öte yandan Testere 5 ve 6’nın da kesinleştiği ve filmleri David Hackl’ın yöneteceği haberi basına sızdırıldı. Gelen haberlere göre oyuncu kadrosunun kesinleşmesinin ardından 5. film de gelecek Ekim’de gösterime girecek.

Serkan Murat Kırıkcı

23 Temmuz 2007

The Simpsons Movie açılışı Springfield, Vermont’ta



Matt Groening tarafından yaratılan dünyaca ünlü çizgi dizi “The Simpsons” beyaz perdede. 27 Temmuz’da vizyona girecek olan “The Simpsons Movie” filminin galası için USA Today gazetesinin sitesinde bir anket yapıldı. Bildiğiniz gibi “The Simpsons” Springfield adlı bir şehirde geçiyor. Ancak dizide hangi Springfield kasabası olduğu kesin olarak belirtilmiyor. ABD’de 14 Springfield kasabası halkı galanın neden kendi şehirlerinde yapılması gerektiğini açıklayan bir video çekerek yarışmaya katıldı. Yarışmayı Vermont, Springfield şehri oyların %15.367’sini alarak kazandı. Yarışmada favori olarak gösterilen Oregon kasabası ise oyların %13.894’ünü alarak ancak 3. olabildi. Filmin ilk gösterimi açılış tarihinden bir gün önce, 26 Temmuz’da, Vermont Springfield’da yapılacak.

Kaynak: http://www.usatoday.com/