Film Festivali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Film Festivali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2012

BFF Bisiklet Film Festivali İlk Kez İstanbul’da

2001 yılından bu yana Paris, Londra, Milano gibi 20’den fazla şehirde düzenlenerek uluslararası bir etkinliğe dönüşen ve dünyanın her yerinde yoğun ilgi gören “Bicycle Film Festival” için sırada İstanbul var! Efes Pilsen ana sponsorluğunda ve Hollanda Başkonsololuğu’nun desteği ile 13 – 16 Eylül tarihleri arasında bisiklet severlere sanat ve sporla dolu dört gün yaşatacak olan festival, bu yıl ilk kez İstanbul’da yapılacak.


Brendt Barbur’ın New York’ta bisiklete binerken yaşadığı otobüs kazasının etkilerini, olumlu bir etkinliğe dönüştürmek istemesi ile kurulan BFF (Bicycle Film Festival), uluslararası 11. yılında bisikletlerin değerinin müzik, sanat ve sinema üzerinden anlaşılması için İstanbul’da.


Köklerini New York’tan alan ve bugüne kadar Tokyo, Moskova, Atina gibi 20’den fazla şehirde yapılan “Bicycle Film Festival”, bisiklet tutkusunu, moda-müzik-sinema gibi farklı disiplinleri, sporu seven şehirli insanları ve çeşitli bisiklet topluluklarını biraraya getiriyor. (Yol Bisikleti, Dağ, Fixed Gear, BMX, Cyclocross, Downhill gibi…)

Dünyadaki kültür başkentlerinde hızla büyüyen, şehir merkezli küresel “Bisiklet Hareketi” BFF; aralarında Spike Jonze, Amelia Shaw gibi yönetmenlerin kısa metraj bisiklet filmlerinin yer aldığı özel gösterimler, açılış partisi, fotoğraf sergisi, paneller ve bisiklet gezisi gibi çeşitli etkilnliklerle İstanbul’un farklı mekanlarında gerçekleşecek. Geçmiş yıllarda Blonde Redhead, Roisin Murphy, Metronomy ve Glass Candy gibi sanatçıların sahne aldığı kapanış konserinde ise bu yıl, Blonde Redhead’ten Amedeo Pace & Simone Pace ve TV ON THE RADIO’DAN Roofeo performansları ile İstanbul’da olacak.

Bilet satışları Biletix aracılığıyla gerçekleşiyor.

Festival programı ve en güncel bilgiler için http://www.bicyclefilmfestival.com/istanbultr adresini ziyaret edebilirsiniz.

BFF Bisiklet Film Festivali (BFF Bicycle Film Festival)’nin tanıtım filmi:

9 Haziran 2012

Documentarist Belgesel Günlükleri


Belgeselin “ekşi ama bağımlılık yaratan” tarafını erikle özdeşleştiren Documentarsit beşinci yaşını filmleri ve etkinlikleri ile kutladı.

Festival boyunca Akbank Sanat, Fransız Kültür Merkezi, Aynalı Geçit Mekanı, Salt Beyoğlu, Salt Galata gibi mekanlarda gösterimler gerçekleşti. Etkinlikler bir çok turistin katılımıyla daha da canlı bir hal aldı.

Festival süresi boyunca izlediğim belgesellerin hepsinde birbirinden farklı yaşamlar ve kültürler farklı sinemasal anlatımlarla dile getirildi.

EL OLVIDO: PERU’NUN YÜZLERİ
El Olvido, Peru’da yaşamlarını süren garson, sokak cambazı, dilenci, ayakkabı boyacılarının yaşamlarını ve yaşamları hakkındaki düşüncelerini gözler önüne seriyor. O insanlar iktidardakilerden umduklarını ve toplumun siyaset anlayışını bize yansıtmıştır. Sade bir anlatımla farklı bir belgesel; ama biraz sıkmadı da değil. 2008 yılında çekilen belgeselin yönetmen koltuğunda Heddy Honigmann var.

KEDİ’NİN GÖRDÜĞÜ: YAŞAMIN SONUNA DOĞRU
2011 Hollanda yapımı olan Kim Brand’ın yönettiği bu belgesel ise bir kedinin gözününden hayatın sonlarına doğru yaklaşan insanların yaşamlarına tanık oluyoruz. Film genelde hastane dışında ve çevresinde geçiyor. Yaşamın sonuna doğru gelen insanları dinliyoruz bu sefer. Belgeseli izlerken  “Yaşlandığımda yaşamım nasıl olucak?” ya da “Bir gün ben de onlar gibi olabilirim” diye düşünmedim değil. Kısacası bir kedi ve onun etrafında dönen hayatlar.

25. MERİDYEN İMROZ ADASI: UNUTULAN YER
Tania Hatzigeorgiou  ve  Chryssa Tzelepi’nin  yönettiği belgeselde 1960’lı yıllarda yaşanan Kıbrıs sorunundan sonra Gökçe adasında yaşayan çoğu Rumlar göç eder. Okullar kapatılır. Rumların göç etmesi için orada özel bir cezaevi kurulur. Cezaevindeki  mahkumlar  serbest bırakılarak Rumlara zor zamanlar yaşattırır. Bu olaylar 1960 yılında Londra Antlaşması ile başlar. İmroz adasındaki sistem değişir ve Rumlar’ın özgürlükleri kısıtlanır. Şu an adada yaşayan kalabalık olmayan yaşlı bir nüfus var.

Onların ağzından İmroz’da yaşanan olayları dinledik, acılarına üzüntülerine hatıralarına tanık olduk. Yıkılmış okullar, eskiye yüz tutmuş yapıları gördük, İmroz’un yavaş yavaş yok oluşuna tanık olduk. Politik olaylar İmroz yaşamını çok değiştirmiştir, oradan göç eden Rumlar farklı ülkelerde yeni bir hayat kurmuşlardır. Sadece kutsal günlerde ya da bayramlarda ailelerin ziyaretine gelen insanlar var. Bakıldığında bu ülkemiz açısından ciddi bir problem.
Film bitiminde belgeselin yönetmeni ile kısa bir söyleşi oldu:

Yönetmen bu yaşanan olayın politika haricinda dil olduğunu belirtti. Orada yaşayan hiç bir Türk’ün bulunmadığını ve herkesin göç ettiğini belirtti. Son olarak da Kıbrıs meselesinden sonra bu olayın patlak verdiğini belirtti.

MİKROPOLİS EKALİ: BİR SİTE İÇİN SOYUT YAŞAM
Yannis Gaitanidis’in 2011 yılında  yönettiği belgesel Filipinler’de duvarlarla çevrili bir sitede yaşayan insanların hayatlarını konu alır. Onların hepsi hayatlarından soyutlanmıştır, köpekleriyle  yalnızlıklarını avuturlar ya da herhangi bir uğraş ile vakitlerini öldürürler. Hayat onlar için farklıdır, madalyonun arka yüzünü görmeden yaşarlar. Yannis bu belgeseli biraz eleştirel biraz da objektif bir biçimde bize aktarır.

Belgesel bitimi filmin yönetmeni Yannis ile kısa bir söyleşi gerçekleşti. Söyleşide yönetmen belgeseli Yunan kanalı için yaptığını ve on dört bölümlük belgesellin sadece bir bölümü olduğunu söyledi. Yönetmen  her ne kadar eleştirel yaklaşmak istese onların düşüncelerini de ele almıştır. Elinden geldiğince objektif yaklaştığını söylemiştir.

AGADEZ, MÜZİK VE İSYAN: MÜZİK İLE İÇ İÇE BİR BELGESEL
2011 yılında çekilen bu belgeselde Ron Wyman Tuareg halkının müzik ile yaşamını, isyanlarını “Bambino” adlı şarkıcının Tuareg yaşamını etkilediğini ve barışı öğütlediğini ve yeni nesilin sevgisini nasıl kazandığı anlatılır. Tuaregler’de kadınların hakları çok üstündür. Anaerkin bir toplum vardır kimse onlara ne yapayacağını söyleyemez, iç işlerine karışamaz; ayrıca müzik onların vazgeçilemez unsurudur.  Bir de onları etkileyen “Bambino” vardır. Tuareg halkı ve Bambino’nun kariyerinin yükselişini müzikal ve görselliğiyle anlatan güzel bir belgesel.

YER ALTI ORKESTRASI: MÜZİSYEN GÖÇMENLER
Bu belgesel izlediğim ikinci Heddy Honigmann filmi. 1997 yılında çektiği bu film farklı ülkelerden göç eden müzisyenlerin Paris’te hayatla mücadelelerini anlatır. İzlediğim en favori belgesellerden bir tanesi olan Yeraltı Orkestrası ilk bakışta bize metroda müzik çalarak hayatlarını kazanan insanları gösterir. Sonrasında Arjantinli bir piyanist, keman çalan baba oğul, Venezüelalı bir arpçı ve daha bir çokları… Müzik ile olan tutkularına ve yaşamlarını  seyrederiz.

Yazar: Murat Boncuk

27 Mayıs 2012

‘Sessiz’ Cannes’da En İyi Kısa Film Ödülü Kazandı

65. Cannes Film Festivali Altın Palmiye Ödülleri görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Ödül töreninde ilk ödül Kısa Film dalında verildi. En İyi Kısa Ödülü’nü “Sessiz” filmiyle Rezan Yeşilbaş kazandı.

1984 yılında Diyarbakır’da tutuklu olan kocasına, cezaevi koşullarında yasak olmasına rağmen yeni bir çift ayakkabı götürmeye çalışan Zeynep’in hikayesi sade ve yalın bir dille anlatan “Sessiz (Silent / Be Deng)” filmi daha önce Akbank Kısa Film yarışmasında En İyi Film Ödülü’nün de sahibi olmuştu.

Fransa’nın Cannes şehrinde gerçekleştirilen ödül gecesinde Rezan Yeşilbaş “Sessiz” adlı filmiyle kazandığı En İyi Kısa Film Ödülü’nü Cannes Kısa Film Jüri Başkanı Jean-Pierre Dardenne ve ünlü sanatçı Kylie Minogue’dan aldı. Rezan Yeşilbaş sahnede heyecanını dile getirdi. 65. Cannes Film Festivali Ödül Töreni En İyi Kısa Film Ödülü bölümünü aşağıda izleyebilirsiniz:

Documentarist İstanbul Belgesel Günleri Başlıyor


Dünyanın en iyi belgesellerinden seçilmiş 90’a yakın filmiyle ve gerçeğin ‘eriğimsi’ tadını andıran tanıtım kampanyasıyla 1-6 Haziran 2012 tarihlerinde belgesel tadını değiştirmek için gün sayan Documentarist İstanbul Belgesel Günleri'nin biletleri Mybilet'te satışa çıktı.

Documentarist 5. İstanbul Belgesel Günleri, gerçeğin ‘eriğimsi’ tadını andıran 90’a yakın filmi izleyiciyle buluşturmak için gün sayıyor. Haziranın ilk haftasında İstanbul'u belgesel başkentine dönüştürecek olan festivalin biletleri öncelikli olarak Mybilet'ten veya etkinlik tarihlerinde salon girişlerinden 5 TL'ye temin edilebilir.

Arap Dünyasından, Kapı Komşumuz: Yunanistan, Belleğin İzinde, Müzik Belgeselleri veTürkiye Panoroma gibi özel bölümlerin yer aldığı DOCUMENTARIST 2012 programında Uluslararası Panorama başlığı altında son dönemin ödüllü belgesellerinden geniş bir seçki sunuluyor. Türkiye’den ise, çoğunluğu genç yönetmenlerin filmlerinden oluşan, ağırlıklı olarak Kürt meselesi, çocuk yaşta evlilik ve HES konularına değinen 25 film yer alıyor.

Bu yılki festivalin onur konuğu, yaşayan en önemli belgeselcilerden Heddy Honigmann. Filmlerinden oluşan kapsamlı bir retrospektifle ağırlanacak yönetmen, ayrıca bir ‘sinema dersi’ verecek. 

Eriği ‘ekşi ama bağımlılık yaratan’ tadını belgeselle özdeşleştiren festivalin büyük ilgi gören tanıtım filmlerinde Bülent Emin Yarar, Muhammet Uzuner, Tülin Özen, Türkü Turan, Ayça Damgacı gibi sinema ve tiyatro oyuncuları ile yönetmen Derviş Zaim rol aldı.

Festival haftası boyunca Hollandalı eğitmenlerle gerçekleştirilen Yaratıcı Belgesel Geliştirme Atölyesi başta olmak üzere, sinema dersi, panel, söyleşi, multimedia gösterisi gibi pek çok yan etkinlik ise ücretsiz olarak izlenebilecek.
Documentarist’in gösterim ve etkinlikleri, Akbank Sanat, Fransız Kültür Merkezi, Aynalı Geçit Etkinlik Mekanı, SALT Beyoğlu, SALT Galata ve Romen Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.

Festivalle ilgili detaylı bilgi: www.documentarist.org

18 Mayıs 2012

Documentarist İstanbul Belgesel Günleri Başlıyor


5’inci yaşını kutlamaya hazırlanan Documentarist Belgesel Filmleri Festivali, Tophane Tütün Deposu’nda ki basın toplantısıyla 2012 programını açıkladı. Toplantıda 2012 belgesel programınından ve önemli belgeselcilerden Heddy Honigmann’ın geleceğinden bahsedildi. Honigmann gösterimlere katılıp soruları yanıtlayacak; ayrıca bir sinema dersi verecek. 

Bu keyifli toplantının ardından Documentarist’in tanıtım filmi gösterildi. Filmde rol alan isimler ise Bülent Emin Yarar, Muhammed Uzuner, Tülin Özer, Türkü Turan, Ayça Damgacı ve Derviş Zaim.

16 Mart 2012

İstanbul Film Festivali Önce Okullarda

İstanbul Film Festivali, sinemalardan önce geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da önce okullarda başlıyor. Festival, heyecanını “Festivalden Önce Okullardayız” ile festival başlamadan okullara taşıyor.
Festival kapsamında geçen yıl Akbank Galaları bölümünde gösterilen, usta yönetmen François Ozon’un, başrollerinde Fransız sinemasının usta isimleri Catherine Deneuve ve Gérard Depardieu’nün yer aldığı komedisiPotiche / Kadın İsterse ve Altın Lale Uluslararası Yarışma’da gösterilen, Ola Simonsson ve Johannes Stharne Nilsson’ın Cannes’da Genç Eleştirmenler Ödülü’nü kazanan komedisi Sound of Noise / Yaşamın Ritmi filmleri, İstanbul’daki 13 üniversite ve 2 lisenin öğrencileriyle buluşacak. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek film gösterimlerinden önce öğrencilere İstanbul Film Festivali programıyla ilgili bilgi de verilecek. "Festivalden Önce Okullardayız", 8 Mart Perşembe günü Robert Kolej’de başlayan gösterimler, 29 Mart Perşembe günü Boğaziçi Üniversitesi’nde sona erecek.

GÖSTERİMLER
8 Mart Perşembe, 15:30 Robert Kolej, MMR2 – RC Potiche
12 Mart Pazartesi, 14:00- 17:00 İstanbul Teknik Üniversitesi, KSB Büyük Salon (Oditoryum) Potiche -Sound Of Noise
13 Mart Salı, 13:00 - 15:00 Kültür Üniversitesi Prof. Dr.Önder Öztunalı Konf. Salonu Potiche - Sound Of Noise
14 Mart Çarşamba ,14:00 - 16:00 Galatasaray Üniversitesi Cep Sineması Potiche - Sound Of Noise
15 Mart Perşembe, 18:00 Koç Üniversitesi Sound Of Noise
16 Mart Cuma, 14:00 - 16:00 İstanbul Üniversitesi (Beyazıt) İletişim Fakültesi Konferans Salonu Potiche - Sound Of Noise
19 Mart Pazartesi 14:00 - 16:00 Maltepe Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Mustafa Necati Konferans Salonu Potiche - Sound Of Noise
20 Mart Salı 13:00 - 15:00 Doğuş Üniversitesi H Blok Tiyatro Salonu Potiche - Sound Of Noise
21 Mart Çarşamba 13.00 - 16:00 Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Kampüsü Cep Sineması Potiche - Sound Of Noise
22 Mart Perşembe 18:00 - 20:00 Sabancı Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Mustafa Necati Konferans Salonu Potiche - Sound Of Noise
23 Mart Cuma 14:00 - 16:00 Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Say Salonu Potiche - Sound Of Noise
26 Mart Pazartesi 14:00 - 16:00 İstanbul Üniversitesi (Avcılar) İşletme Fakültesi Oditoryumu Potiche - Sound Of Noise
27 Mart Salı 11:00 - 13:00 Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi - Cep Sineması Potiche - Sound Of Noise
28 Mart Çarşamba 13:30 İstanbul Lisesi Asım Kocabıyık Konferans Salonu Potiche
29 Mart Perşembe 16:00 Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi Sound Of Noise

15 Mart 2012

31. İstanbul Film Festivali Başlıyor!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı. Otuzuncu yılında 150 bin izleyiciyle yine Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği olan İstanbul Film Festivali’nin programı her zaman olduğu gibi bu yıl da dopdolu.

Festival sponsorluğunu bu yıl sekizinci kez AKBANK’ın üstlendiği 31. İstanbul Film Festivali, 31 Mart–15 Nisan tarihlerinde yapılacak. Gösterdiği filmlerin niteliği ve çeşitliliğiyle önder konumunu koruyan İstanbul Film Festivali, bu yıl da sinemaseverlere 20’nin üzerinde bölümde 200’ün üzerinde filmden oluşan programının yanı sıra ünlü konuklar, usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, ustalık sınıfları ve konserlerle dolu dolu iki hafta vaat ediyor.

Her zaman olduğu gibi sinemaseverlere oldukça zengin bir içerik sunacak festival programında bu yıl 2011 ve 2012'nin yeni yapımlarından sinemanın unutulmaz klasiklerine ve usta yönetmenlerinin başyapıtlarına seçmeler, Ocak ayında Sundance ve Şubat’ta Berlin’de dünya prömiyerlerini yapan filmlerden, Uluslararası Altın Lale, Ulusal Altın Lale ve FACE İnsan Hakları yarışmalarına, belgesellerden çocuk filmlerine uzanan geniş bir yelpazede filmler izleyicilerle buluşacak. Festivalde, İKSV’nin 40. yılı için hazırlanan “Sinema ve Müzik” başlıklı bölümün yanı sıra “Devrimin Filmini Çekmek”, “Yunanistan’da Neler Oluyor?”, “Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia”, “Aile İçinde” gibi yeni bölümler ve Mark Cousins’in The Story of Film: An Odyssey  / Filmin Hikayesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk adlı 15 saatlik filminin özel gösterimi dikkat çekiyor.

İstanbul Film Festivali biletleri 17 Mart Cumartesi günü saat 10.00'da satışa çıkıyor. Sinemaseverler biletlerini Atlas, Beyoğlu, Nişantaşı Citylife (City's) ve Kadıköy’de Rexx sinemalarında açılacak gişelerden, Biletix satış noktalarından, Biletix çağrı merkezinden (0216 556 98 00) ve biletix.com'dan satın alabilecek.

Festivalde bilet fiyatları, tam 15 TL, öğrenci ile 65 yaş ve üstü sinemaseverler için 9 TL olacak. Festivalde hafta içi gündüz seanslarındaki indirimli fiyat uygulaması bu yıl da devam edecek; hafta içi gündüz seansları yalnızca 5 TL.

Lale Kart sahipleri her zaman olduğu gibi yine biletlerini öncelikli ve indirimli almaya devam ediyor. Üniversite ve lise öğrencileri için hazırlanan PasoFilm! kartı bu yıl da festival boyunca özel avantajlar sağlamaya devam edecek. Festival Sponsoru AKBANK’ın Axess kart sahipleri ise (hafta içi gündüz seansları hariç) Festival boyunca satın alacakları biletlerde %20 özel indirimden yararlanacak.

Festivalin gösterimleri geçen yıl olduğu gibi Beyoğlu’nda Atlas, Fitaş 1 ve 4, Beyoğlu, Pera Müzesi, Nişantaşı’nda CityLife (City’s) ve Kadıköy’de Rexx olmak üzere 7 salonda yapılacak.

Filmlerin gösterim saatler: 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30. Festivalin büyük ilgi gören Geceyarısı Sineması gösterileri bu yıl da sürüyor. Festival süresince her cumartesi gecesi 24.00’te bir film izleyicilere sunulacak.

31. İstanbul Film Festivali, 30 Mart Cuma gecesi Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenecek Açılış Töreni’yle başlıyor.  NTV’den canlı yayınlanacak törenin ardından, festivalin Sinema Onur Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelecek Terence Davies’in The Deep Blue Sea / Aşkın Karanlık Yüzü filmiyle, festival resmen başlayacak.

Altın Laleler ve İstanbul Film Festivali’nin diğer ödülleri ise sahiplerini 14 Nisan Cumartesi gecesi CNN Türk’ten canlı yayınlanacak, Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda gerçekleştirilecek kapanış töreninde bulacak.

31 Ocak 2012

2012 Sundance Film Festivali Ödülleri

Büyük Jüri Ödülü: 
Beasts of the Southern Wild

Büyük Jüri Ödülü (Belgesel): 
The House I Live In

Dünya Sineması Jüri Ödülü: 
Violeta Went to Heaven (Violeta se Fue a Los Cielos)

Dünya Sineması Jüri Ödülü (Belgesel): 
The Law in These Parts

Seyirci Ödülü: 
The Surrogate

Seyirci Ödülü (Belgesel): 
The Invisible War

Dünya Sineması Seyirci Ödülü: 
Valley of Saints

Dünya Sineması Seyirci Ödülü (Belgesel): 
Searching for Sugar Man

Best of NEXT Seyirci Ödülü: 
Sleepwalk with Me

En İyi Yönetim: 
Middle of Nowhere (Ava DuVernay)

En İyi Yönetim (Belgesel): 
The Queen of Versailles (Lauren Greenfield)

Dünya Sineması – En İyi Yönetim: 
Teddy Bear (Mads Matthiesen)

Dünya Sineması – En İyi Yönetim: 
5 Broken Cameras (Emad Burnat ve Guy Davidi)

Waldo Salt Senaryo Ödülü: 
Safety Not Guaranteed

Dünya Sineması Senaryo Ödülü: 
Young & Wild

Belgesel Kurgusu Ödülü: 
Detropia

Dünya Sineması Belgesel Kurgusu Ödülü: 
Indie Game: The Movie

En İyi Görüntü Yönetimi: 
Beasts of the Southern Wild

En İyi Görüntü Yönetimi (Belgesel): 
Chasing Ice

Dünya Sineması En İyi Görüntü Yönetimi: 
My Brother the Devil

Dünya Sineması En İyi Görüntü Yönetimi (Belgesel): 
Putin’s Kiss

Jüri Özel Ödülü – Değişim Temsilcisi (Belgesel): 
Love Free or Die

Jüri Özel Ödülü – Muhalif Ruh (Belgesel): 
Ai Weiwei: Never Sorry

Jüri Özel Ödülü – Bağımsız Film Prodüksiyonu: 
Smashed ve Nobody Walks

Jüri Özel Ödülü – Toplu Performans: 
The Surrogate

Dünya Sineması Jüri Özel Ödülü – Artistik Vizyon: 
Can

Dünya Sineması Jüri Özel Ödülü – Artistik Vizyon (Belgesel): 
Searching for Sugar Man

Kısa Film Seyirci Ödülü: 
The Debutante Hunters

7 Mart 2011

4. Geleneksel Ülker Çocuk Sinema Şenliği

Ülker’in, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı onuruna geleneksel hale getirdiği “Ülker Çocuk Sineması Şenliği”, bu yıl 4. kez perdelerini açacak. Şenlik kapsamında 50 ildeki 158 sinema salonunda ücretsiz film gösterimleri yapılacak.

Artık her 23 Nisan’da çocukların heyecanla beklediği Ülker Çocuk Sinema Şenliği, bu yıl 4. kez perdelerini açıyor. Ülker’in 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı onuruna geleneksel hale getirdiği şenlik, bu yıl da minik izleyicilerine iki gün geçirmeyi vaat ediyor. Geçtiğimiz 3 yılda 400 bine yakın çocuğu sinemanın büyülü dünyası ile buluşturan Ülker Çocuk Sinema Şenliği, bu yıl 16-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Sinema şenliğinden yararlanmak isteyen minikler için:

Çocuklar biletlerini, her seansın iki saat öncesinden ebeveynleri ile birlikte gişelerden alabilecek.

Şenlikten tüm çocukların eşit şekilde yararlanabilmesi için ön rezervasyon alınmayacak. Böylece hiçbir çocuğa ayrıcalık tanınmamış olacak.

Sinema çıkışlarında her yıl olduğu gibi bu yıl da, çocuklara içinde çeşitli Ülker ürünlerinden oluşan kutular hediye edilecek.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre Türkiye’de 5 ile 14 yaş arasında 12.8 milyon çocuk bulunuyor. Ancak sinemadan yararlanabilen çocuk sayısı 1 milyon civarında. Üstelik bu kitlenin büyük bir kısmı İstanbul başta olmak üzere üç büyük ilde toplanıyor.

Ülker Çocuk Sinema Şenliği’nin organize edildiği hafta Anadolu’da sinemaya gitme oranı %30’lardan %42’lere ulaşıyor. Bu da şenliğin başarısını ortaya koyan çarpıcı bir rakam…

Ayrıntılı bilgi için:
Tel: 0 212 274 29 33