8 Temmuz 2009

Zoom Aktör: Johnny Depp

Müzik Sevdalısının Beyaz Perde Yolculuğu

Gerçek ismi John Christopher Depp olan Kızılderili kökenli ünlü aktör, 9 Haziran 1963 tarihinde Owensboro, Kentucky'de dünyaya geldi. Florida’da büyüyen John’ın müziğe olan merakı 12 yaşında annesinin aldığı gitarla başladı. Çevredeki gruplarda gitar çalmaya başlayan Depp, 15 yaşında bir rock müzisyeni olmak umuduyla okulu bıraktı.

The Kids adlı rock grubunda müzik yapmaya başladı ve grubun davulcusunun kız kardeşi Lori Anne Allison ile 20 Aralık 1983'te evlendi. ‘Six Gun Method’ adını almış grup Depp'in evliliği sonları çıkan sorunlar nedeniyle stüdyoya giremeden dağıldı. Los Angeles, Kaliforniya'da eşinin yardımıyla Nicolas Cage ile tanıştı ve ilk filmi “A Nightmare On Elm Street”de 1984 yılında oynama şansı buldu. 1985 yılında ise Lori Anne Allison'dan boşandı.

1986 yılında Oliver Stone'un “Platoon” filminde ufak bir rol aldı ve ardından 1987 yılında “21 Jump Street” adlı diziye başladı. Dizinin başarı kazanmasıyla birdenbire Depp gençlerin idolü haline gelmişti. Ancak bu Depp'in istediği şey değildi. Kendini pazarlanmış hissediyordu ve diziyle anlaşması bittiğinde sadece kendi istediği rollerde oynamaya karar verdi.

Depp 1993 tarihli dram “What's Eating Gilbert Grape” filminde Leonardo DiCaprio ve Juliette Lewis gibi genç starlarla başrol paylaştı. Bosna-Hersek doğumlu yönetmen Emir Kusturica'nın “Arizona Dream”, bir gerilim filmi olan Roman Polanski'nin yönettiği “The Ninth Gate”, bir Stephen King uyarlaması “Secret Window”, Karındeşen Jack ile ilgili olan “From Hell” gibi karanlık filmlerin yanında, “Chocolat” gibi romantik filmlerde ve “Once Upon A Time In Mexico” gibi aksiyon filmlerinde rol aldı.

1994 yılında New York'ta bir apartmana çöp dökmek ve 1999 yılında Londra'da bir restorantta paparazzilerle kavga etmek suçundan tutuklandı. Hollywood ünlüler yoluna 1999 yılında yıldızı yerleştirilen ünlü oyuncu “The Matrix” filmindeki Neo karakteri için düşünülmüş ilk isimlerden biridir; ancak kendisi kabul etmemiştir.

Johnny Depp dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri hiç şüphesiz ünlü yapımcı-yönetmen ‘Tim Burton’dır. Depp, Burton'ın yönetmenliğini yaptığı pek çok filmde rol aldı. Bunlardan biri Depp’in başrol oynadığı 1990 tarihli “Makas Eller” filmidir. Bu ikili daha sonra 1994 yapımı “Ed Wood”, 1999 yapımı “Sleepy Hollow”, 2005 yılı yapımı “Charlie'nin Çikolata Fabrikası” ve “Ölü Gelin” ardından ise 2007 yapımı “Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi” filminde beraber çalıştılar. İkili şu an 2010 yılında gösterime girecek “Alice in Wonderland” filmi için çalışıyor. Bir sonraki ortak projeleri olan “Dark Shadows” filminin çekimlerine ise önümüzdeki aylarda başlanacak.

Yetenekli aktör şimdiye kadar Akademi’nin “En İyi Erkek Oyuncu” Oscar’ına, 2003 yılında “Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti”, 2004 yılında “Düşler Ülkesi” ve 2007 yılında ise “Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi” filmlerindeki performansı ile üç kere aday gösterildi.

Müzikle ilgisini hiç kesmeyen Depp, Oasis'in ‘Fade In-Out’ ve ‘Fade Away ‘ şarkılarında gitar çaldı. “Chocolat” filminde de gitar çalmış; ayrıca “Once Upon A Time In Mexico” filminin soundtrackinde bir şarkıyı kendisi yazmıştır.

Sol göğsünde kızının, sağ kolunda ise oğlunun ismi yazan dövmeleri taşıyan aktör, 3 Yıl arda arda en çok imza veren ve hayranlarına karşı en iyi davranan ünlü seçildi.

Depp, bu ay vizyona girecek olan Michael Mann yönetimindeki “Halk Düşmanları” filminde dönemin en ünlü suçlularından biri ‘John Dillinger’ karakterini canlandırıyor. Filmin çekimleri sırasında hayranlarından biri olan 12 yaşındaki Jack Taylor adında bir çocuğa, çocuğun isteği üzerine şapkasını hediye etmiştir.

Depp’in yeni filmleri arasında Tim Burton ile çekecekleri haricinde “The Rum Diary”, “Shantaram”, “The Lone Ranger”, “The Man Who Killed Don Quixote” gibi filmlerin yanı sıra uzun dönemdeki projeler “Günah Şehri 3” ve “Karayip Korsanları 4” de görünüyor.

Ayrıca başrol oyuncusu Heath Ledger’ın hayatını kaybetmesi sebebiyle yarım kalan bir yapım olan “The Imaginarium of Doctor Parnassus” filminde Jude Law ve Colin Farrell ile birlikte Heath Ledger’ın filmdeki karakterini canlandırmaya devam etmiş üç oyuncudan biri Johnny Depp...


NOT: 'Sinemalife' Online Sinema Dergisi'nin Temmuz sayısında yayınlanan makalem.

6 Temmuz 2009

Alison Lohman ile 5 Soru

Alison Lohman korku filmlerini sevmiyor hatta pek korku filmi izleyen biri değil. Peki neden bu yazın en hevesle beklenen korku türü “Drag Me to Hell” filminde başrol oynuyor? Çünkü film, daha önce “Şeytanın Ölüsü” ve “Örümcek Adam” gibi filmlerin seanarist yönetmeni Sam Raimi imzası taşıyor.

Moviefone.com sitesi editörü Tom DiChiara, “Büyük Balık” ve “Üçkağıtçılar” gibi filmlerin güzel yıldızı Alison Lohman ile cehennemde yanması için lanetlenen bir kadını oynamanın iyi ve kötü yanlarını ve ayrıca Sam Raimi ile çalışmanın artı yönlerini konuştu.

1. “Drag Me to Hell” filminde yaşlı bir kadının ev kredisinin vadesini uzatma isteğini reddederek lanetlenmiş bir banka memurunu oynuyorsunuz. Ekonominin durumu göz önüne alındığında, sizce bu seyircilere bu tür isteklerin nasıl gerçekleştiğini mi gösteriyor?

Doğru. İlginç çünkü bu bizim karmaşanın içine ilk etapta nasıl girdiğimiz ile ilgili olabilir diye düşünüyorum (gülerek). Nedeni bu ilk etapta uzun vadeler vermemizdi değil mi? Ama insanlar artık şimdiki ekonomi sebebiyle açıkca bağıntı kuruyorlar. Fakat bu bir tesadüf çünkü Sam aslında bu senaryoyu 10 sene önce yazdı. O yüzden filmi şimdi çekmesi daha uygun oldu.

2. Bir sürü iğrenç şey film süresince senin ağzının içine boyluyordu - Sinekler, kurtçuklar, mumyalama sıvısı, göz yuvarlağı, yaşlı bir kadının dişsiz diş etleri – bunlarla ilgili neler oldu?

Biliyorum, biliyorum! (gülerek) Bunlar beni şok etmeye yetecek şeyler. Fakat mumyalama sıvısı CGI, kurtçuklar makarna ve sanırım kan da mısır şurubuydu.

3. Lanete inanır mısınız?

Olabilir. Sanırım... Eğer ki daha az dereceğe kadarsa. Belki negatif enerji bir şekilde lanet olabilir (gülerek). Bazen dışarda doğaüstü şeylerin olduğunu hissediyorum fakat daha sonra öyle olduğunu düşünmüyorum. Bu benim anlık deneyimlerime kalmış bir şey.

4. Filmden beri hiç gecenin geç saatlerinde bir ses duydunuz ve heyecanlandınız mı?

Aslında diğer gece duydum. Fakat o şekilde hissetmemin sebebi izlediğim haber programıydı. Bazen izlediğim haberler berbat olabiliyor. Haberde gece kadınları uyurken öldüren cinayet serisini duydum. O yüzden biraz tedirgin oldum.

5. Sanki filmin sonu devam filmi için biraz olsun bazı şeyleri açığa kavuşturdu. Siz de aynı düşüncede misiniz? Ayrıca hiçbir şeyi açığa vurmadan, eğer olursa geri gelmek ister misiniz?

Cehennemde hiç şansımın olduğunu sanmıyorum (gülerek). Hayır, tekrar Sam Raimi filminde oynamak isterim, fakat bunun “Drag Me to Hell” olacağını sanmam...

5 Temmuz 2009

Cem Yılmaz ‘Yahşi Batı’ ile Güldürecek

Ünlü komedyen Cem Yılmaz son filmi “A.R.O.G”dan sonra bu kez yeni projesi “Yahşi Batı” ile sinemaseverleri güldürmeye hazırlanıyor. “Hokkabaz” ve “A.R.O.G” filmlerinde yönetmen koltuğunu Ali Taner Baltacı ile paylaşan usta komedyen, “Yahşi Batı”yı da Baltacı ile birlikte çekecek.

Baltacı, komedi-western tarzındaki filmde western klişelerini ti'ye alacaklarını söyledi. Filmin senaryosunu yazan Cem Yılmaz ise bu kez 'Arif' karakterinden tamamen kurtularak, bambaşka bir tipleme çizecek.

Yılmaz, temmuz ayında çekimlerine başlayacağı ve bir komedi western projesi olarak tanımladığı “Yahşi Batı” filminde ‘Asi’ dizisinde Defne’yi canlandıran Selma Ergeç ile çalışacağını açıkladı.

Cem Yılmaz ‘Hayatın İçinden’ programında konuğu olduğu Ayşe Özgün’e, bazı yabancıların halen “Sizin memlekette deve var mı?” diyerek Doğu ile alay ettiklerini hatırlatan Yılmaz, “Bu yeni çekeceğim Yahşi Batı bunlara cevap verecek” dedi.

Can Dündar'ın ‘Neden’ programına konuk olan Cem Yılmaz, filmin 2010 Ocak ayında vizyona girmesini planladıklarını belirtti.

Emma Watson Oyunculuğu Bırakacak

Emma Watson “Harry Potter” serisinden sonra oyunculuk kariyerini bitirmeyi düşünüyor. Bu, genç oyuncunun üniversite eğitimi almak için başarılı oyunculuk kariyerinde bir intihar gibi görünüyor.

Watson, hangi üniversiteye gitmeyi planladığını açıklamadı ama ‘Teen Vogue’ dergisine verdiği röportajda şunları söyledi: “Oyunculuk yapmam konusunda içimde yanan bir tutku yok. Ne yapacağımı pek umursamıyorum. Gerçekten Hermione gibi hissetmem ortaya çıkıncaya kadar hissettiğim şey yaşam ya da ölümdü. Tekrar oyunculuk yapmak istemiyorum.”

İngiliz Edebiyatı okumak istediğini belirten Watson, diğer öğrenciler gibi olmak hatta bir yurt odasını paylaşmak istediğini söylüyor.

Serinin 6. filmi olan “Harry Potter ve Melez Prens” filminin tanıtımını yapan ve şu sıralar iki bölüm olarak çekilecek “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları” filmiyle uğraşan genç oyuncu ayrıca şunları söyledi: “Herhalde paranoyak bir çatlak gibi görünüyorum; fakat bunu yapıyorum çünkü normal biri olmak istiyorum. Gerçekten ünlü olarak bilinmek istemiyorum.”

‘Blood Simple’ Yeniden Çekiliyor

Coen Kardeşler’in 1984 yapımı ünlü “Blood Simple” filmi Yimou Zhang tarafından yeniden çekiliyor. “Kırmızı Fenerler” ve “Altın Çiçeğin Laneti” gibi filmlerden tanıdığımız yönetmen Yimou Zhang, en son ‘Pekin Olimpiyatları’nda açılış ve kapanış törenlerini düzenlemişti.

Gerilim-komedi türünde olacak filmde Çinli aktör Sun Honglei, komedyen Xiao Shenyang ve aktris Yan Ni rol alacak.

Filmin tam olarak konusu açıklanmadı ama 1984 yılında Coen Kardeşler’i şöhrete kavuşturan “Blood Simple” filmi, karısı ve sevgilisini öldürmek için gizli dedektif tutan bir Teksas bar sahibini anlatıyor.

“Blood Simple”, yönetmen Yimou Zhang’in Pekin Olimpiyatları’ndan vakit bulmasıyla 2006 yılında çektiği “Altın Çiçeğin Laneti” filminden sonra ki ilk filmi olacak...