16 Haziran 2012

The Mist: Sisin İçinde Neler Oluyor?

Stephen King’in romanından uyarlanan “The Mist (Öldüren Sis)” izleyicilerin final sahnesiyle kafasında yer edinen bir film.

Final sahnesine gelmeden önce  filmden bahsetsek iyi olur: Frank  Darabont’un yönetmenliğini üstlendiği Thomas Jane, Marcia Gay Harden, Laurie Holden gibi isimlerin yer aldığı film, kuvvetli bir fırtına sonucu tüm kasabayı bir sisin kaplamasını konu alır.

Aile babası olan David Drayton (Thomas Jane) çocuğunu alır ve birlikte markete alışverişe giderler, o sırada sis ufaktan ufaktan yayılmaya başlamıştır. Alışverişlerini yapıp ihtiyaçlarını aldıkları sırada markette elektrikler kesilir ve sarsıntı başlar, bu sırada sis marketi içine çoktan almıştır.

İçerde müşteriler ve tüm market çalışanları dahil sisin tehlikesinden dolayı bir yere çıkamazlar. Tüm akşamı markette geçirirler ve sise neyin sebep olduğu hakkında kafa yormaya başlarlar.

David ise yerinde durmaz, marketin içinde dolaşırken kendini marketin deposunda bulur. Deponun kapısına ise bir varlık tarafından güç uygulanmaktadır. Endişelenmeye başlayan David market çalışanlarını yanına çağırır.

David kapının arkasında bir şey olduğunu market işçilerine inandırmaya çalışır. Market işçileri ona inanmaz, üstüne üstlük alay ederler. David işçilere deponun kapısını ne kadar açmamalarını söylese de işçiler onu dinlemez ve kapıyı açarlar. Girişi açtıklarında işçiler sisin içinde bir şey görmezler, David kaçık durumuna düşmüştür; ama bu uzun sürmez sisin içinden ahtapot kolları olan, büyük bir canavar çıkınca kahkalar kesiliri onun yerini et ve kan alır. David’i dinlememeleri bir gencin canavara yem olmasına sebep olmuştur.

Olaylar asıl bundan sonra patlak verir. Bu olaya şahit olanlar içeride kalan diğer insanlara durumu anlatmaya çalışır. İlk başta durumu avukat olan ve David ile arası kötü olan Brent Norton (Andre Braugher)’a anlatırlar, ama Norton kendisiyle dalga geçildiğini öne sürerek tartışma çıkarır bu tartışma sonucunda görüş ayrılıkları ortaya çıkar. Norton sonunda kendi ekibini toplar ve marketin içinden çıkmaya başlarlar. Siste kaybolurlar…

Görüş ayrılıkları yine de burada son bulmaz, Mrs. Carmody (Marcia Gay Halden) bu olayı dine bağlar ve insanları rahatsız etmeye başlar. Bir gece marketi sisin içinden gelen uçan yaratıklar saldırır. Marketten içeri girerler, içeride birkaç  kişiye zarar verirler. Yaratıklardan biri Mrs. Carmody’nin üstüne konar, ama ona zarar vermez. Markettekiler  yaratıkları uzaklaştırdırtıktan sonra Mrs. Carmody başına gelen olayı kendi lehine kullanır ve din yoluyla marketteki insanların bir bölümünü etkisi altına alır. Burada bir bakıma toplumun olaylara bakış açısı ele alınmış.

Mrs. Carmody çığrından çıkmaya başlar ve artık sisin içine kurban vermeye başlar. Önce bir askeri kurban verir asker sisin nedenini  yüzeysel bir şekilde bize açıklar ve Mrs. Carmody’nin etkisinde kalan insanlar onu marketin dışına atarlar. Asker bir yaratık tarafından parçalanır. David ve onun yandaşları bu olay karşısında hiçbir şey yapamazlar, çünkü Carmody tarikatını büyütmüştür.
En sonunda yandaşları ile birlikte marketten kaçıp David’in arabasıyla uzaklaşmaya karar verirler. David’in yandaşlarından bir tanesi Amanda (Laurie Holden)dır.

Herkes uyuyorken David ve onun yanındakiler kaçmaya başlarlar, ama Carmody yaptıkları planı anlar ve onları kaçarken yakalar. Carmody markette diğer insanlarıda etkileyerek otoriter bir üstünlük sağlamıştır. Carmody, David’in çocuğunun kurban gitmesini söyler. Market içinde kavga yaşanır, David çocuğunu kurban vermemek için diğer insanlarla kavga eder; ama onlar korkudan aklını kaçırmışlardır ve dine başvurmaktan başka bir çareleri kalmamıştır, ama Mrs. Carmody bunu dinden çıkarıp cinayete dönüştürmüştür. Toparlarsak eğer, din yoluyla insanlığı etkilemek ve onları daha kötü yola sürükleme diyebiliriz.

Kavga esnasında market çalışanlarından biri daha fazla kaosa sebep olmamak için Carmody’i öldürmek zorunda kalır. Kavga orada biter. David ve onunla birlikte olanlar marketten dışarı çıkıp sise doğru yol alırlar. Arabaya ulaşmak onlar için hiç kolay olmayacaktır. Arabaya ulaşana kadar yolda canavarlara birkaç kurban daha gitmiştir. Sadece beş kişi kalmışlardır; David, Amanda, David’in oğlu ve iki tane yaşlı insan. Arabanın benzini bitene kadar yol alırlar. David yolda eşinin canavar örümcekler tarafından bir ağın içinde ölü bir şekilde hapsolmuş bulur.David iyicene şoka girer. Benzinleri bitmiştir en son ormanlık bir alanda kalırlar. David’in elinde market memurundan kalma silahı vardır. Market memuru David’in tarafındadır ve onlarla birlikte arabaya doğru yol alırken canavarlar tarafından yem olmuştur.

--- SPOILER ---

Filmin vurucu final sahnesine gelirsek: Silahın içinde dört tanede kurşun vardır. David diğerlerinin canavarlara acı bir şekilde yem olmaması için çocuğu dahil hepsini öldürür. Mermi kalmamıştır David canavarlara yem olmayı bekler, hatta sisin içinden sesler duyar ses yaklaştıkça gelenin canavar olmadığını  insanları kurtarmaya gelen Amerikan ordusu olduğunu görür.

Filmin izleyiciler arasında en çok konuşulan ve en çok tartışılan finallerden bir tanesi bana göre filmin final sahnesi mutlu sonla bitebilirdi,  arabayla giderlerken bir kovalamaca sahnesi daha iyi olabilirdi; örnek verirsek canavarların arabayı kovalaması gibi.

Filmi genel olarak ele aldığımızda, hoş bulduğum bir film; ama sisin nedeni üzerinde daha detaylı bir bilgiye sahip olmak isterdim. Birde Thomas Jane hüzünlü sahnelerde rolünü iyi yansıtamamış, biraz yapay gözüktü.

Türün meraklıları bu filmi izlediklerini düşünüyorum, izlemeyenlerse beş yıl geriye yolculuk yapabilirler.

Yazar: Murat Boncuk

0 yorum: