Stephen
King’in romanından uyarlanan “The Mist (Öldüren Sis)” izleyicilerin final
sahnesiyle kafasında yer edinen bir film.
Final
sahnesine gelmeden önce filmden
bahsetsek iyi olur: Frank Darabont’un
yönetmenliğini üstlendiği Thomas Jane, Marcia Gay Harden, Laurie Holden gibi
isimlerin yer aldığı film, kuvvetli bir fırtına sonucu tüm kasabayı bir sisin
kaplamasını konu alır.
Aile
babası olan David Drayton (Thomas Jane) çocuğunu alır ve birlikte markete alışverişe
giderler, o sırada sis ufaktan ufaktan yayılmaya başlamıştır. Alışverişlerini
yapıp ihtiyaçlarını aldıkları sırada markette elektrikler kesilir ve sarsıntı
başlar, bu sırada sis marketi içine çoktan almıştır.
İçerde
müşteriler ve tüm market çalışanları dahil sisin tehlikesinden dolayı bir yere
çıkamazlar. Tüm akşamı markette geçirirler ve sise neyin sebep olduğu hakkında
kafa yormaya başlarlar.
David
ise yerinde durmaz, marketin içinde dolaşırken kendini marketin deposunda
bulur. Deponun kapısına ise bir varlık tarafından güç uygulanmaktadır.
Endişelenmeye başlayan David market çalışanlarını yanına çağırır.
David
kapının arkasında bir şey olduğunu market işçilerine inandırmaya çalışır. Market
işçileri ona inanmaz, üstüne üstlük alay ederler. David işçilere deponun kapısını
ne kadar açmamalarını söylese de işçiler onu dinlemez ve kapıyı açarlar. Girişi
açtıklarında işçiler sisin içinde bir şey görmezler, David kaçık durumuna
düşmüştür; ama bu uzun sürmez sisin içinden ahtapot kolları olan, büyük bir
canavar çıkınca kahkalar kesiliri onun yerini et ve kan alır. David’i
dinlememeleri bir gencin canavara yem olmasına sebep olmuştur.
Olaylar
asıl bundan sonra patlak verir. Bu olaya şahit olanlar içeride kalan diğer
insanlara durumu anlatmaya çalışır. İlk başta durumu avukat olan ve David ile
arası kötü olan Brent Norton (Andre Braugher)’a anlatırlar, ama Norton
kendisiyle dalga geçildiğini öne sürerek tartışma çıkarır bu tartışma sonucunda
görüş ayrılıkları ortaya çıkar. Norton sonunda kendi ekibini toplar ve marketin
içinden çıkmaya başlarlar. Siste kaybolurlar…
Görüş
ayrılıkları yine de burada son bulmaz, Mrs. Carmody (Marcia Gay Halden) bu
olayı dine bağlar ve insanları rahatsız etmeye başlar. Bir gece marketi sisin
içinden gelen uçan yaratıklar saldırır. Marketten içeri girerler, içeride
birkaç kişiye zarar verirler. Yaratıklardan
biri Mrs. Carmody’nin üstüne konar, ama ona zarar vermez. Markettekiler yaratıkları uzaklaştırdırtıktan sonra Mrs. Carmody
başına gelen olayı kendi lehine kullanır ve din yoluyla marketteki insanların
bir bölümünü etkisi altına alır. Burada bir bakıma toplumun olaylara bakış
açısı ele alınmış.
Mrs.
Carmody çığrından çıkmaya başlar ve artık sisin içine kurban vermeye başlar. Önce
bir askeri kurban verir asker sisin nedenini
yüzeysel bir şekilde bize açıklar ve Mrs. Carmody’nin etkisinde kalan
insanlar onu marketin dışına atarlar. Asker bir yaratık tarafından parçalanır. David
ve onun yandaşları bu olay karşısında hiçbir şey yapamazlar, çünkü Carmody
tarikatını büyütmüştür.
En
sonunda yandaşları ile birlikte marketten kaçıp David’in arabasıyla uzaklaşmaya
karar verirler. David’in yandaşlarından bir tanesi Amanda (Laurie Holden)dır.
Herkes
uyuyorken David ve onun yanındakiler kaçmaya başlarlar, ama Carmody yaptıkları
planı anlar ve onları kaçarken yakalar. Carmody markette diğer insanlarıda
etkileyerek otoriter bir üstünlük sağlamıştır. Carmody, David’in çocuğunun
kurban gitmesini söyler. Market içinde kavga yaşanır, David çocuğunu kurban
vermemek için diğer insanlarla kavga eder; ama onlar korkudan aklını
kaçırmışlardır ve dine başvurmaktan başka bir çareleri kalmamıştır, ama Mrs. Carmody
bunu dinden çıkarıp cinayete dönüştürmüştür. Toparlarsak eğer, din yoluyla
insanlığı etkilemek ve onları daha kötü yola sürükleme diyebiliriz.
Kavga
esnasında market çalışanlarından biri daha fazla kaosa sebep olmamak için
Carmody’i öldürmek zorunda kalır. Kavga orada biter. David ve onunla birlikte
olanlar marketten dışarı çıkıp sise doğru yol alırlar. Arabaya ulaşmak onlar
için hiç kolay olmayacaktır. Arabaya ulaşana kadar yolda canavarlara birkaç kurban
daha gitmiştir. Sadece beş kişi kalmışlardır; David, Amanda, David’in oğlu ve
iki tane yaşlı insan. Arabanın benzini bitene kadar yol alırlar. David yolda
eşinin canavar örümcekler tarafından bir ağın içinde ölü bir şekilde hapsolmuş
bulur.David iyicene şoka girer. Benzinleri bitmiştir en son ormanlık bir alanda
kalırlar. David’in elinde market memurundan kalma silahı vardır. Market memuru
David’in tarafındadır ve onlarla birlikte arabaya doğru yol alırken canavarlar
tarafından yem olmuştur.
--- SPOILER ---
Filmin
vurucu final sahnesine gelirsek: Silahın içinde dört tanede kurşun vardır. David
diğerlerinin canavarlara acı bir şekilde yem olmaması için çocuğu dahil hepsini
öldürür. Mermi kalmamıştır David canavarlara yem olmayı bekler, hatta sisin
içinden sesler duyar ses yaklaştıkça gelenin canavar olmadığını insanları kurtarmaya gelen Amerikan ordusu
olduğunu görür.
Filmin
izleyiciler arasında en çok konuşulan ve en çok tartışılan finallerden bir
tanesi bana göre filmin final sahnesi mutlu sonla bitebilirdi, arabayla giderlerken bir kovalamaca sahnesi
daha iyi olabilirdi; örnek verirsek canavarların arabayı kovalaması gibi.
Filmi
genel olarak ele aldığımızda, hoş bulduğum bir film; ama sisin nedeni üzerinde
daha detaylı bir bilgiye sahip olmak isterdim. Birde Thomas Jane hüzünlü sahnelerde
rolünü iyi yansıtamamış, biraz yapay gözüktü.
Türün
meraklıları bu filmi izlediklerini düşünüyorum, izlemeyenlerse beş yıl geriye
yolculuk yapabilirler.
Yazar: Murat Boncuk
0 yorum:
Yorum Gönder