Fransız
sinemasının “gore” dediğimiz, içinde her türlü kan, şiddet, sadistlik gibi
bütün unsurları görebiliceğimiz sert bir film.
Türkçe
ismiyle “İşkence Odası” diye adlandırılan bu film, Fransız dehşet sinemasında
şimdiden iyi bir yer edinmiş gözüküyor.
1970’lerin
Fransa’sında Lucie adında genç bir kız işkence ve şiddete maruz kaldığı yerden
kaçmayı başarır. Vücudunun bir çok yerine işkence uygulanmış fakat hiçbir
kaçırılma ya da taciz izi yoktur. En sonunda doktorların kontrolünden geçer ve bakımevi
gibi bir yerde kalmaya başlar. Ama yaşadığı dehşetin etkisi sürmeye devam eder.
Aradan on beş yıl geçer ve Lucie bu sefer ona bu acıları yaşatanlardan intikam
alma kararı alır. Silahlı baskın yaptığı evde bütün aileyi öldürür. O sırada
yanında Anna isminde arkadaşını da almıştır. Tüm aile katledilse de olay orada
son bulmaz. Yaşadığı travmalardan sonra iyice deliren Luice halüsilasyonlar
görmeye başlar ve en sonunda kendini öldürür. Yalnız başına kalan Anna için ise
durum beklendiğinden daha dehşet verici olacaktır…
Başrollerini
Mylene Jampanoi ve Morjana Aloui’nin paylaştığı film vahşet unsurlarıyla, gerilimiyle
insanı ürkütmeye ve germeyi başarıyor. Filmde ufak bir yer edinen sürpriz isim
ise henüz 19 yaşında kendi parasını biriktirip yaptığı ve Cannes Film
Festivali’nde yankı uyandıran “I Killed My Mother (Annemi Öldürdüm) filmiyle
tanınan Xavier Dolan var.
Lucie’nin
işkence gördüğü yerden kaçışıyla başlayan film temposunu hiç düşürmüyor. Sadece
sonuca varınca biraz durgunlaşıyor o kadar. Lucie’nin halüsilasyonu olan insan -
yaratık karışımı kadın, belki de çoğu korku filminde göremeyeceğimiz kadar
gerçekçi.
Film
gerilimini yaratırken karanlık bir ortam yaratmıyor. Hatta bazı sahneler gayet
aydınlık yerde geçiyor. Burada aile filmlerinizde görebiliceğimiz bir görüntü
yönetimine yer veriyor; fakat bu filme hiçbir olumsuzluk katmıyor, tam tersine
kendi farklılığını yaratıyor.
Her
ne kadar bir “gore” olsa da İbret verici, insanı şoka sokan, vahşetin tüm
imkanlarını sonuna kadar kullanan bu filmi izledikten sonra tek düşündüğüm şey
ise sabahı nasıl getireceğimdi…
Yazar: Murat Boncuk
Martyrs
(İşkence Odası) filmine 2009 yılında yapılan diğer kritik:
0 yorum:
Yorum Gönder