Yumurta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yumurta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2008

SİYAD Ödülleri

SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) 40. Türk Sineması Ödülleri, Maslak Tim Show Center'da yapılan törenle sahiplerini buldu. Gecede "Yumurta", En İyi Film başta olmak üzere 8 dalda ödül kazandı.

Derya Alabora "Adem'in Trenleri"ndeki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, İlyas Salman "Sis ve Gece"deki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Zülfü Livaneli ise "Mutluluk"la En İyi Müzik ödülünü aldı.

Ödüllerin tam listesi şöyle:

- En iyi film: Yumurta
- En iyi yönetim: Semih Kaplanoğlu (Yumurta)
- Mahmut Tali Öngören en iyi senaryo: Semih Kaplanoğlu, Orçun Köksal (Yumurta)
- Cahide Sonku en iyi kadın oyuncu performansı: Saadet Işıl Aksoy (Yumurta)
- En iyi erkek oyuncu performansı: Nejat İşler (Yumurta)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu performansı: Derya Alabora (Adem'in Trenleri)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu performansı: İlyas Salman (Sis ve Gece)
- En iyi görüntü yönetmeni: Özgür Eken (Yumurta)
- En iyi müzik: Zülfü Livaneli (Mutluluk)
- En iyi sanat yönetmeni: Naz Erayda (Yumurta)
- En iyi kurgu: Ayhan Ergürsel, Suzan Hande Güneri, Semih Kaplanoğlu (Yumurta)

Törende ayrıca Kadir İnanır, Müjde Ar ve Safa Önal'a Onur Ödülleri, Üstün Karabol'a ise Emek Ödülü verildi. Umut Veren Sanatçı ödülünün sahibi Melis Birkan oldu.

22 Şubat 2008

40. SİYAD Türk Sineması Ödülleri

40. SİYAD - Türk Sineması Ödülleri için geri sayım başladı. 3 Mart 2008 Pazartesi günü TİM Maslak Show Center’da yapılacak olan ödül töreninde, Türk sinemasının 2007’de gösterime giren ürünleri ödüllendirilecek. 11 ayrı dalda dağıtılacak SİYAD heykelcikleri sahiplerini bulacak. Sinema Yazarları Derneği’nin 55 üyesinin katılımıyla yapılan oylama sonucunda seçilen adaylar, 2007’de gösterime giren 40 filmin 12’sinin künyelerinde yer alan isimler oldular.


Sinema yazarları, bu adaylar arasından kazananları 28 Şubat 2008 Perşembe günü yapılacak son bir toplantıyla belirleyecek. 3 Mart’taki gecede, Türk Sinem
ası Ödülleri’nin yanı sıra SİYAD’ın 2006-2007 sezonunda ‘en iyi yabancı film’ seçtiği “Pan’ın Labirenti” de ödülünü alacak. Ödül dağıtılacak 11 ana dalın dışında 2007’nin Umut Veren Sanatçısı da SİYAD gecesinde açıklanacak.

40. SİYAD - Türk Sineması Ödülleri Adayları
(isim sırasına göre alfabetik)

En iyi film

*
ADEM’İN TRENLERİ (Yapımcılar: Cengiz ERGUN, Ozan ERGUN, Metin SOLTAY, Serkan ÇAKARER)
*
KABADAYI (Yapımcılar: Mine VARGI, Ömer VARGI, Murat AKDİLEK)
*
MUTLULUK (Yapımcı: Abdullah OĞUZ)
*
SİS VE GECE (Yapımcılar: Turgut YASALAR, Zafer ÇELİK, Baha SERTER, Temel KERİMOĞLU, Kadir ALBAŞ)
*
YUMURTA (Yapımcı: Semih KAPLANOĞLU)

En iyi yönetmen

* Abdullah OĞUZ (Mutluluk)

* Barış PİRHASAN (Adem’in Trenleri)
* Onur ÜNLÜ (Polis)
* Semih KAPLANOĞLU (Yumurta)
* Turgut YASALAR (Sis ve Gece)

En iyi senaryo

* İsmail DORUK (Adem’in Trenleri)
* Kubilay TUNÇER, Elif AYAN, Abdullah OĞUZ (Mutluluk)

* Semih KAPLANOĞLU, Orçun KÖKSAL (Yumurta)
* Turgut YASALAR (Sis ve Gece)
* Yavuz TURGUL (Kabadayı)

En iyi erkek oyuncu performansı

* Cem ÖZER (Adem’in Trenleri)
* Haluk BİLGİNER (Polis)
* Kenan İMİRZALIOĞLU (Kabadayı)

* Murat HAN (Mutluluk)
* Nejat İŞLER (Yumurta)

En iyi kadın oyuncu performansı

* Fadik Sevin ATASOY (Zeynep’in Sekiz Günü)
* Nurgül YEŞİLÇAY (Adem’in Trenleri)
* Özgü NAMAL (Mutluluk)
* Saadet Işıl AKSOY (Yumurta)

* Şenay AYDIN (Saklı Yüzler)

En iyi yardımcı kadın oyuncu performansı

* Aslı TANDOĞAN (Kabadayı)
* Derya ALABORA (Adem’in Trenleri)
* Selma ERGEÇ (Sis ve Gece)
* Yıldız KENTER (Beyaz Melek)
* Zeynep TOKUŞ (Beyaz Melek)

En iyi yardımcı erkek oyuncu performansı

* Hakan BOYAV (Barda)
* İlyas SALMAN (Sis ve Gece)
* Rasim ÖZTEKİN (Kabadayı)
* Ufuk BAYRAKTAR (Yumurta)
* Volga SORGU (Barda)

En iyi müzik

* Cengiz ONURAL, Cenk ERDOĞAN (Sis ve Gece)

* Mehmet ERDEM, Özgür AKGÜL, Alp Erkin ÇAKMAK (Polis)
* Selim DEMİRDELEN (Barda)
* Sunay ÖZGÜR, Ender AKAY (Adem’in Trenleri)
* Zülfü LİVANELİ (Mutluluk)

En iyi kurgu

* Ahmet Can ÇAKIRCA (Polis)
* Ayhan ERGÜRSEL, Suzan Hande GÜNERİ, Semih KAPLANOĞLU (Yumurta)

* Aylin ZOI TİNEL (Adem’in Trenleri)
* Levent ÇELEBİ, Abdullah OĞUZ (Mutluluk)
* Serhan KAZAR (Sis ve Gece)

En iyi sanat yönetimi

* B. Filiz EKİNCİ, Hakan DÜNDAR (Son Osmanlı “Yandım Ali”)

* Mustafa Ziya ÜLKENCİLER (Mavi Gözlü Dev)
* Naz ERAYDA (Yumurta)
* Nezih DİKİŞOĞLU (Adem’in Trenleri)
* Tolunay TÜRKÖZ (Mutluluk)

En iyi görüntü

* Eyüp BOZ (Beyaz Melek)

* Gökhan ATILMIŞ (Sis ve Gece)
* Mirsad HEROVIC (Mutluluk)
* Özgür EKEN (Yumurta)
* Peter STEUGER (Adem’in Trenleri)


27 Ocak 2008

Türk Sineması’nda 2007: Nicelikte Var, Nitelikte Yok!

2007’de farklı türlerde toplam 43 yerli film sinemalarımızda gösterime girdi. 2006’da bu rakamın 34 olduğu düşünülürse, oldukça iyi bir rakam; üstelik 1990’dan bu yana ilk defa 40 sınırının geçilmiş olması daha da iyi. Ama her şey bu kadarla sınırlı kalmadı...2006 yılında 17.8 milyon kişi yerli film tercihini kullanmışken, 2007’de bu sayı maalesef 11 milyon civarında kaldı. 6 milyon izleyici kayıp!

İzleyici kaybına rağmen başarılı bir yıl olduğunu söylemek mümkün aslında. Yurtdışından ödüllerle dönen film sayısı bakımından oldukça bereketli bir sene yaşandı. “Beş Vakit”, “Kader”, “Takva”, “İklimler”, “Küçük Kıyamet” 2006’nın ödüllü filmleri iken; “Yumurta”, “Rıza”, “Beynelmilel”, “Yaşamın Kıyısında”, “Polis”, “Adem’in Trenleri”, “Mutluluk” ve “Sis ve Gece” 2007’yi ödülle kapatan filmlerdi. 4 film 1 milyon seyirci barajını aştı. “Beyaz Melek”, “Maskeli Beşler: Irak”, “Son Osmanlı: Yandım Ali” ve “Kabadayı”. Yılın en az izlenen filmi ise sadece 384 kişinin izlediği “Fikret Bey” oldu.

Genelde dizilerle meşhur olan, seyircinin izlemeyi sevdiği isimlerle oluşturulan kadrolar tercih edildi. Korku denemeleri devam etti. Genç sinemacıların ilk filmlerinin yılıydı bir bakıma. Genele bakıldığında her türde örnekler veren 43 film yine de beklenenin altında bir geri dönüş yaşadı.

Yılın en çok izlenen filmi “Beyaz Melek”, hız kesmeden izlenen, ilk gününden yakaladığı istikrarı devamlı kılan, mesaj içerikli film olarak yılın son ayında geldi. Bir şarkıcı filmi olarak gündeme gelse de bu kimliğin dezavantajlarını çabuk attı. Bol bol ağlatan, sürekli duygu sömürüsü yapan mesaj kaygılı film adeta Türk televizyon izleyicisinin tercihlerinin bir karışımı gibiydi.

Şener Şen başta olmak üzere en iyi kadroya sahip Türk filmi olarak gündeme oturan “Kabadayı” her yaştan izleyiciye hitap eden film oldu. En azından seyircinin bazı isimlere, bazı kadrolara gözü kapalı gideceğinin sağlaması yapılmış oldu.

Yılın en basit senaryoya sahip, zeka seviyesi düşük esprileriyle “Maskeli Beşler: Irak” oldu ama ne hikmetse seyirci öyle düşünmedi. Bazen hiçbirşey düşünmeden hafif bir film izleme ihtiyaçlarının mesajı verildi yapımcılara. “Son Osmanlı:Yandım Ali” ise hem milliyetçilik hem de Osmanlı özlemine dokunuyordu. Dünyadaki onca çizgi-roman uyarlamasının ardından bizden de iyi bir çizgi roman uyarlaması çıktı sonunda.

Yılın en çok tartışılan filmi kuşkusuz “Çılgın Dersane” oldu. Kötü demenin bile az kalacağı bir film, cinsel açlığı olan herkesi doyurma vaadi ile çekti. İzleyen ne kadar tatmin oldu bilinmez ama iyi bir rakamla hem devam filminin yolunu açtı, hemde benzerlerinin. “Neşeli Gençlik” ve “18’ler Takımı” da aynı formülü denemesine rağmen başarısız oldu.

Siyasi filmlerle, özellikle 12 Eylül olaylarını anlatmaya devam etti sinemamız. Bunlardan en başarılısı kuşkusuz “Beynelmilel”di. “Zincirbozan” ve “Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye’de” sadece iyi birer deneme olarak kalabildi. Anadolu öyküsü altında doğu-batı sentezi yapan “Mutluluk” da seyircide ve gösterildiği festivallerde iz bırakan filmlerden oldu. Sinema açısından önemli yeniliklerden biri de “Pars:Kiraz Operasyonu” ile geldi. Aksiyon sahnelerini çekebiliriz yargısını izleyenlere hissettirmekle kalmadı, devamını dizi olarak getirmeye soyundu. “Duvarı Karşı” sonrası Fatih Akın’ın “Yaşamın Kıyısında” olması aynı etkiyi yaratmadı. Kendine has sinema duygusundan çok, sinema aritmetiğine dalan Akın, heyecanını seyirciye aktaramadı.

“Musallat” ve “Gomeda” ile korku filmi denemeleri devam etti. İyi bir fragmana rağmen yanlış oyuncu seçimleri “Musallat”ın en önemli sorunu oldu. En iyi oyuncusu 10 dakika görünen çocuk olan bir filmin daha fazlasını yapmasını da beklemek zor olurdu zaten. “Gomeda” ise kısa filmleriyle beğenilen bir yönetmenin unutulması gereken filmi oldu sadece.

Senenin enteresan denemeleri de oldukça fazla idi. Tamamen Sezen Aksu şarkılarına dayanan garip video klip-film arası denemesi “O Kadın” sadece deneme olarak kalabildi.
Yıllardır beklenen, bitmeyen film “Romantik” devamlılık sorunları ile kayboldu gitti. Sinan Çetin’in filmi bekletmesinin doğru olduğu anlaşıldı. Bir diğer film “Bana Şans Dile” de Çağan Irmak etiketi ile girdi gösterime ve kayboldu gitti. Polisiye denemesi “Sis ve Gece” nedense izleyiciden aradığını bulamadı. Artık kemikleşen polisiye dizi meraklılarına rağmen 59 bin izleyiciyi çekebildi salonlara.

En özgün olmaya çalışan deneme “Polis” filmi geldi. Takeshi Kitano filmlerine meraklı ekibin tür denemesi, izlenmesi görsel olarak keyifli, mantık olarak bol soru işaretli olarak kalakaldı. Haluk Bilginer faktörü olmasa sonuç daha da kötü olabilirdi.

Seneye damgasını vuran bir diğer film ise “Barda” oldu. Şiddetli içeriği, yaşanmış olaya dayanması ile çok konuşuldu ve izlendi. Tabii bunda montaj masasından çalınan dvd’nin korsan olarak piyasaya sürülmesinin büyük payı vardı. Senenin en şanssız filmi olarak kaldı.

43 filmlik bir yılda 9 film 10 bin rakamını göremezken, birçok film de gösterimde aralara sıkışmanın sorunlarıyla boğuştu. Oyuncular açısından Kenan İmirzalıoğlu ve Özgü Namal yılıydı. Nejat İşler de yılın konuşulan isimlerinden oldu. Yönetmen olarak sivrilen isim Sırrı Süreyya Önder, “Beynelmilel” ile alkışları topladı. Son olarak pek rastlamadığımız üçleme denemesine soyunan Semih Kaplanoğlu ve Berkun Oya da tebrik edilmesi gereken isimlerdi.

Adet olduğu üzere kendi ilk üçümü vererek yazıyı bitirirken, yeni yılın geçen sene eksik olan niceliği getirmesini dileyeyim…

3. Polis
2. Barda
1. Yumurta

Serkan Murat KIRIKCI

Türk Sineması’nda 2007: Nicelikte Var, Nitelikte Yok!

2007’de farklı türlerde toplam 43 yerli film sinemalarımızda gösterime girdi. 2006’da bu rakamın 34 olduğu düşünülürse, oldukça iyi bir rakam; üstelik 1990’dan bu yana ilk defa 40 sınırının geçilmiş olması daha da iyi. Ama her şey bu kadarla sınırlı kalmadı...2006 yılında 17.8 milyon kişi yerli film tercihini kullanmışken, 2007’de bu sayı maalesef 11 milyon civarında kaldı. 6 milyon izleyici kayıp!

İzleyici kaybına rağmen başarılı bir yıl olduğunu söylemek mümkün aslında. Yurtdışından ödüllerle dönen film sayısı bakımından oldukça bereketli bir sene yaşandı. “Beş Vakit”, “Kader”, “Takva”, “İklimler”, “Küçük Kıyamet” 2006’nın ödüllü filmleri iken; “Yumurta”, “Rıza”, “Beynelmilel”, “Yaşamın Kıyısında”, “Polis”, “Adem’in Trenleri”, “Mutluluk” ve “Sis ve Gece” 2007’yi ödülle kapatan filmlerdi. 4 film 1 milyon seyirci barajını aştı. “Beyaz Melek”, “Maskeli Beşler: Irak”, “Son Osmanlı: Yandım Ali” ve “Kabadayı”. Yılın en az izlenen filmi ise sadece 384 kişinin izlediği “Fikret Bey” oldu.

Genelde dizilerle meşhur olan, seyircinin izlemeyi sevdiği isimlerle oluşturulan kadrolar tercih edildi. Korku denemeleri devam etti. Genç sinemacıların ilk filmlerinin yılıydı bir bakıma. Genele bakıldığında her türde örnekler veren 43 film yine de beklenenin altında bir geri dönüş yaşadı.

Yılın en çok izlenen filmi “Beyaz Melek”, hız kesmeden izlenen, ilk gününden yakaladığı istikrarı devamlı kılan, mesaj içerikli film olarak yılın son ayında geldi. Bir şarkıcı filmi olarak gündeme gelse de bu kimliğin dezavantajlarını çabuk attı. Bol bol ağlatan, sürekli duygu sömürüsü yapan mesaj kaygılı film adeta Türk televizyon izleyicisinin tercihlerinin bir karışımı gibiydi.

Şener Şen başta olmak üzere en iyi kadroya sahip Türk filmi olarak gündeme oturan “Kabadayı” her yaştan izleyiciye hitap eden film oldu. En azından seyircinin bazı isimlere, bazı kadrolara gözü kapalı gideceğinin sağlaması yapılmış oldu.

Yılın en basit senaryoya sahip, zeka seviyesi düşük esprileriyle “Maskeli Beşler: Irak” oldu ama ne hikmetse seyirci öyle düşünmedi. Bazen hiçbirşey düşünmeden hafif bir film izleme ihtiyaçlarının mesajı verildi yapımcılara. “Son Osmanlı:Yandım Ali” ise hem milliyetçilik hem de Osmanlı özlemine dokunuyordu. Dünyadaki onca çizgi-roman uyarlamasının ardından bizden de iyi bir çizgi roman uyarlaması çıktı sonunda.

Yılın en çok tartışılan filmi kuşkusuz “Çılgın Dersane” oldu. Kötü demenin bile az kalacağı bir film, cinsel açlığı olan herkesi doyurma vaadi ile çekti. İzleyen ne kadar tatmin oldu bilinmez ama iyi bir rakamla hem devam filminin yolunu açtı, hemde benzerlerinin. “Neşeli Gençlik” ve “18’ler Takımı” da aynı formülü denemesine rağmen başarısız oldu.

Siyasi filmlerle, özellikle 12 Eylül olaylarını anlatmaya devam etti sinemamız. Bunlardan en başarılısı kuşkusuz “Beynelmilel”di. “Zincirbozan” ve “Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye’de” sadece iyi birer deneme olarak kalabildi. Anadolu öyküsü altında doğu-batı sentezi yapan “Mutluluk” da seyircide ve gösterildiği festivallerde iz bırakan filmlerden oldu. Sinema açısından önemli yeniliklerden biri de “Pars:Kiraz Operasyonu” ile geldi. Aksiyon sahnelerini çekebiliriz yargısını izleyenlere hissettirmekle kalmadı, devamını dizi olarak getirmeye soyundu. “Duvarı Karşı” sonrası Fatih Akın’ın “Yaşamın Kıyısında” olması aynı etkiyi yaratmadı. Kendine has sinema duygusundan çok, sinema aritmetiğine dalan Akın, heyecanını seyirciye aktaramadı.

“Musallat” ve “Gomeda” ile korku filmi denemeleri devam etti. İyi bir fragmana rağmen yanlış oyuncu seçimleri “Musallat”ın en önemli sorunu oldu. En iyi oyuncusu 10 dakika görünen çocuk olan bir filmin daha fazlasını yapmasını da beklemek zor olurdu zaten. “Gomeda” ise kısa filmleriyle beğenilen bir yönetmenin unutulması gereken filmi oldu sadece.

Senenin enteresan denemeleri de oldukça fazla idi. Tamamen Sezen Aksu şarkılarına dayanan garip video klip-film arası denemesi “O Kadın” sadece deneme olarak kalabildi.
Yıllardır beklenen, bitmeyen film “Romantik” devamlılık sorunları ile kayboldu gitti. Sinan Çetin’in filmi bekletmesinin doğru olduğu anlaşıldı. Bir diğer film “Bana Şans Dile” de Çağan Irmak etiketi ile girdi gösterime ve kayboldu gitti. Polisiye denemesi “Sis ve Gece” nedense izleyiciden aradığını bulamadı. Artık kemikleşen polisiye dizi meraklılarına rağmen 59 bin izleyiciyi çekebildi salonlara.

En özgün olmaya çalışan deneme “Polis” filmi geldi. Takeshi Kitano filmlerine meraklı ekibin tür denemesi, izlenmesi görsel olarak keyifli, mantık olarak bol soru işaretli olarak kalakaldı. Haluk Bilginer faktörü olmasa sonuç daha da kötü olabilirdi.

Seneye damgasını vuran bir diğer film ise “Barda” oldu. Şiddetli içeriği, yaşanmış olaya dayanması ile çok konuşuldu ve izlendi. Tabii bunda montaj masasından çalınan dvd’nin korsan olarak piyasaya sürülmesinin büyük payı vardı. Senenin en şanssız filmi olarak kaldı.

43 filmlik bir yılda 9 film 10 bin rakamını göremezken, birçok film de gösterimde aralara sıkışmanın sorunlarıyla boğuştu. Oyuncular açısından Kenan İmirzalıoğlu ve Özgü Namal yılıydı. Nejat İşler de yılın konuşulan isimlerinden oldu. Yönetmen olarak sivrilen isim Sırrı Süreyya Önder, “Beynelmilel” ile alkışları topladı. Son olarak pek rastlamadığımız üçleme denemesine soyunan Semih Kaplanoğlu ve Berkun Oya da tebrik edilmesi gereken isimlerdi.

Adet olduğu üzere kendi ilk üçümü vererek yazıyı bitirirken, yeni yılın geçen sene eksik olan niceliği getirmesini dileyeyim…3. Polis 2. Barda 1.Yumurta

Serkan Murat KIRIKCI

14 Eylül 2007

100 Yeni Türk filmi!

Eski parlak günlerini yaşayan Türk sineması yeni sezonda 100'e yakın iddialı filmi ile izleyicinin karşısına çıkacak.

Eylül ayı ile birlikte pek çok Türk filmi art arda gösterime girecek. Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu'nun oynadığı Kabadayı, yeni bir Eşkiya etkisi yaratmayı hedefliyor.
Babam ve Oğlum'un yönetmeni Çağan Irmak ise Ulak ile bir kez daha salonları doldurmayı amaçlıyor. 2007'nin Mevlana yılı olması nedeniyle bir kaç Mevlana projesi eş zamanlı olarak çekiliyor. Vizyon kuyruğunda sıralanan önemli filmlerden birkaçı şöyle:

-Anka Kuşu (Mesut Uçakan): Yalçın Dümer, Kenan Bal ve Rahmi Dilligil'in rol aldığı film, 9 Kasım'da gösterimde.
-Avrupalı (Ulaş Ak): Cem Davran, Yasemin Kozanoğlu başrolde. 12 Ekim'de salonlarda.
-Beyaz Melek (Mahsun Kırmızıgül): Ünlü türkücü, kadrosunda Erol Günaydın, Emel Sayın, Müşfik Kenter ve Gazanfer Özcan'ın olduğu filmini Diyarbakır'da çekti.
-Bozkırda Deniz Kabuğu (Ahmet Uluçay): Filmin çekimlerine önümüzdeki yıl başlayacak.
-Fırtına (Kazım Öz): Belgeselci Öz, öğrenci olaylarını işleyecek.
-Gitmek (Hüseyin Karabey): Filmin hikayesi yaşanmış bir olaya dayanıyor.
-Hayaller (Nuri Bilge Ceylan): Ceylan bu kez profesyonel bir oyuncu kadrosu ile çalışacak.
-Ulak (Çağan Irmak): Çetin Tekindor, Yetkin Dikinciler, Hümeyra ve Şerif Sezer rol alıyor.
-Yaşamın Kıyısında (Fatih Akın): Cannes'da 'En İyi Senaryo' ödülü alan film 26 Ekim'de gösterimde.
-Yumurta (Semih Kaplanoğlu): Nejat İşler ve Ufuk Bayraktar'lı film, Ocak'ta Fransa'da gösterimde.

Yeşilçam'ın ikinci altın çağı;
1950, 80 arasında altın çağını yaşayan Yeşilçam, erotik sinemanın ortalığı kasıp kavurduğu 80'lerin ve adeta sus pus olduğu 1990'ların ardından son bir kaç yıldır eski günlerine dönüyor. 1995'te Yavuz Turgul'un Eşkıya filmi ile silkinip üzerindeki tozları atan Türk Sineması, 2000'lerde en iyi örneklerini art arda sergiliyor. Genç yönetmen ve oyuncuların azmi, kimi ustaların 'sırça köşkleri'nden çıkıp tekrar setlere dönüşü ve izleyicide 'Türk filmi izlemek istiyorum' bilincinin uyanması ile birlikte Türk Sineması son birkaç yıldır salonlarda Hollywood'a geçit vermiyor. Vizyontele 1 ve 2, GORA, Kurtlar Vadisi-Irak ile Babam ve Oğlum gibi 3 - 4 milyonu bulan gişe rakamlarına ulaşan filmlerin yanı sıra uluslararası arenada sinema ödüllerini silip süpüren Takva, Duvara Karşı, Uzak ve Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak gibi yapıtlarla Türk Sineması, ikinci altın çağına girmek üzere gibi gözüküyor.