Serkan Murat KIRIKCI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Serkan Murat KIRIKCI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ağustos 2009

Nükleer Santrale Sinemasal Sorgulama

EXCLUSIVE - ÖZEL HABERMersin Sinema Derneği Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer santrali sinema diliyle sorguluyor. Akkuyu nükleer santralini sinema diliyle sorgulamak amacıyla 'Kod: 16' adıyla 90 dakikalık bir sinema filminin çalışmalarına başlandı.

Filmin yönetmenliğini daha önce bir çok kısa film ve 'Sokak' adlı uzun metraj bir filme imza atan Yasin Korkmaz üstlendi.


Nükleer santral konusunun 40 yıldır tartışıldığını söyleyen yönetmen Yasin Korkmaz "Bu konu ne getirip ne götürecek hala aydınlığa çıkmış değil. Zaman zaman da taraftar olanlar ve karşı olanların taraf değiştirdiğine şahit oluyoruz. Anlaşılıyor ki bu alanda da ulusal bir tavır ve çıkar hesabı yapılmamış. Her şeyimizde olduğu gibi nükleer santral konusu da yabancı çıkar çevrelerinin ilgisi yönünde gelişme gösteriyor. Aslında artık enerji kaynağı olarak nükleer sistem ve teknolojisi de eskimiş durumda. Dünya enerji devleri daha temiz enerji kaynaklarına yönelmişken neden nükleer enerjide diretiyoruz anlamak güç.Çevreye olan öldürücü etkisi artık herkes tarafından biliniyor. Biz filmimizde konunun bir tek çevre yönünü değil Dünya siyasetindeki yerini de sorguluyoruz. Filmimiz insanlara olayı daha iyi anlatmak için nükleer santral kurulduktan sonrasını anlatıyor."


Kod 16, ucuz ve yüksek enerji kaynağı olarak lanse edilen nükleer sistemin aslında enerjide en sakıncalı bir durum olan dışa bağımlılığı da beraberinde getireceğine de dikkat çekiyor. Filmde, bölge kültür değerleri ve doğal yapısı da unutulmadı.


Projeyi ulusal bazda bir çok kişi ve kuruluşun görüşüne sunduklarını söyleyen yönetmen Korkmaz, bu konuda ilgilinin yüksek olmasının kendisini cesaretlendirdiğini ifade etti. Halen cast aşamasının ve storyboard çizimlerinin devam ettiği “Kod: 16” filmi için eylül başlarında motor denileceği belirtildi.


FİLMİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Mersin’in İlk Sinema Filmi “Kod: 16”


Mersin'in ilk sinema filmi olmaya aday Kod 16, günümüzde bir çok sinema filminin çekildiği 35 mm film kalitesinde kayıt yapan dijital kamera ile direk bilgisayar formatında kayıt edilecek. Kod: 16 filmi kurgu aşamasından sonra bir filmin sinema filmi olması için gerekli olan şartların temelini oluşturan 35 mm film formatına aktarılacak ve Mersin, Adana, Antalya, İstanbul, İzmir ve Ankara'da anlaşma yapılan sinema salonlarında özel gösterimlerde izleyici ile buluşacak.


Filmi taşıyacak bir kaç önemli karakterin dışında bütün karakter ve tiplemeleri bölge halkı canlandıracak. Projede rol alacak olan bölge halkından seçilecek oyuncular alanında uzman hocalar tarafından temel oyunculuk dersleri verilecek. Bunun dışında planlanan bir çok etkinlik ile bölge halkının projeye ilgisi çekilecek. Bir yandan da bölge halkının nükleer santral konusunda bilinçlenmesi sağlanacak.


Filmin İstanbul ve Ankara'da geçen sahnelerinin çekimleri o illerde kısa film çalışmaları yürüten ekiplerin desteği ile gerçekleşecek. Film müziği için ise Türkiye’nin çevre konusunda duyarlı önemli bir sanatçısı ile görüşmeler devam ediyor. Görüşmeler olumlu sonuçlanırsa izleyiciyi büyük bir sürpriz bekliyor. Özel efektler için profesyonel destek alınırken, teknik ekipmanlar İstanbul’da faaliyet yürüten profesyonel firmaların desteği ile giderilecek. Filmin 35mm’e aktarılması da yine bir firmanın desteği ile yapılacak. Akkuyu bölgesinde yapılacak olan çekimler 20 gün sürecek.


Film ile ilgili iletişim için mersinema@hotmail.com adresi kullanılabilirken 0534 738 49 07 nolu telefon üzerinde de iletişim sağlanabilir.


KOD: 16 FİLMİNİN SNOPSİSİ


Bölge halkının duyarsızlığı ve bölgede işsizlere iş kapısı olması umuduyla yetersiz kalan tepkiler ve Nükleer Santral lobisinin çabaları sonunda Akkuyu’da Nükleer santral kurulur. Ancak bölge halkının beklediği iş alanı bir türlü açılmaz. Santralin deneme çalışmaları sürerken çevrede bazı dikkatli gözlerin görebildiği olağan olmayan gelişmeler görülmeye başlar.


Kıyıya vuran ölü balıklar ve farklı deniz canlıları yanında bölgede yetiştirilen bazı ürünlerde de garip şekil bozuklukları görülür. Bölgede yaşayan çocuklar da alışıla gelmedik hastalıklar baş gösterir. Santralin kurulduğu kasabada oturan duyarlı bir genç olan Kadir ve çevreci bir profesör bu garip gelişmelerin peşine düşer. Ancak işler istedikleri gibi gitmez ve gizli bir yapının bu tür araştırmaları yapanlara karşı koyduklarını görürler ve santrale karşı araştırma yapanlar beklenmedik kazalara kurban gider.


Bölgede yaşayan ve nükleer santralde yapılmadan önce eğitim için yurt dışına giden Kadir’in abisi Birol bir grup arkadaşı ile tatil için köye gelir ve bir bilim adamı adayı olarak destekçisi olduğu nükleer enerjinin yaşadığı bölgeyi ne hale getirdiğini izlerken, kendisini olayların merkezinde bulur. Dünya enerji devlerinin kavgasının sonunda santralin güvenlikle ilgili şartlarına uyulmadığı anlaşılır. Nükleer Santral yapımını geçekleştiren lobinin TBMM'deki kolu işin açığa çıkmasıyla yön değiştirir. Gerçekleri kabul etmiş görünerek santral yapını üstlenen firmayı değiştirdiklerini, üretimin durduğunu ve bu konuda çok daha deneyim bir yeni firmanın tüm şartları yerine getireceğini resmi ağızdan ilan ederler.


Ancak firma resmen değişse de işleyiş değişmemiştir ve sağlıksız şartlarda santral çalışmaya devam eder. İlgili bakan TV'de açıklama yapar ve tüm söylentilerin yalan olduğunu, deneme üretiminin durduğunu söyler. Vatandaşlar bu açıklamayı dinlerken gök yüzünü bir kızıllık kaplar, kulakları sağır eden bir ses duyulur...

Haber: Serkan Murat KIRIKCI


10 Mayıs 2009

MiM'lenmişim!


Blog dünyasında 2. yılımı tamamlarken bu alemin raconlarını da öğrenmeye başlıyorum yavaş yavaş. Blog kullanıcıları arasında çok yaygın olan ve yararlı, eğlenceli, blog sahipleri arasındaki ilişkileri geliştirdiğini düşündüğüm MİM olayından ben de nasibimi almış bulunuyorum.

Çok değerli bir sinema blogu olan 'sinegargara.com'un sahibi Mustafa Bey sağolsunlar beni mimlemişler. Blog sahipleri arasında bir kültür etkileşimi ve bilgi paylaşımı olarak gördüğüm bu güzel uygulamaya ilk kez katılmanın verdiği bir heyecan da yok değil...


Efendim ilk MiM: Sinema Hakkında Sorular

1) Sinema nasıl ortaya çıkmıştır?

Bu sorunun cevabını 'sinegargara.com'da Mustafa Bey çok güzel vermiş. Zaten yoruma dayalı bir soru olmadığı için cevabı da genel olacak yani farklı olmayacaktır. Siz en iyisini bu sorunun cevabını 'sinegargara.com'dan bakın...

2) En son hangi filme gittiniz?

İstanbul Film Festivali’nden bu yana sinemaya gidemedim ne yazık ki. Festivalde de en son çok eğlenceli bir film olan hatta geçen hafta Türkiye’de gösterime giren “Rumba”yı izledim.

3) Verdiğiniz paraya acıdığınız bir film oldu mu ? Hangisi veya hangileri?

Elbette olmuştur fakat şuan zihnimden net bir cevap alamıyorum. Genellikle sinemada bir film izlemeye karar vermeden önce o film hakkında yeterince bilgi sahibi olduğum için sinemada pek hayal kırıklığına uğramadım sanırım. Yani sinemada izleyeceğim filmleri özenle seçerim. Fakat VCD ya da DVD’sini alıp 30 dakika bile izlemeden kapattığım filmler olmuştur. Örneğin eski kalitesiz Amerikan korku filmleri. Gerilim – korku türünü sevdiğim için afişlerinden etkilenerek alırım ancak film rezalet çıkar. Şimdi aklıma geldi en son yine İstanbul Film Festivali’nde zannediyorum ismi “Tahoe Gölü”ydü, çok övgüyle bahsedilen bir film vardı. Mersinli sinema yazarı sayın Serkan Murat Kırıkcı ile bu çok konuşulan filmi izleme kararı almıştık. Biraz da festivalin son günleri olmasının verdiği yorgunluk sebebiyle olsa gerek filmde her ikimiz de uyumuştuk. İşte o zaman parayı cöpe attım sanırım.

4) Bir filmin kaliteli olması için hangi kriterlere sahip olması gerekir? Neden?

Öncelikle kaliteli bir yönetmen. Adı üstünde filmi yöneten kişi. Her toplumun, her sistemin bir başkanı, onu yöneten bir güç ya da güçler vardır. Başbakansız bir ülke, çobansız bir koyun sürüsü düşünebilir misiniz? Bir ülkede başbakan doğru ve radikal kararlar aldığı sürece o ülke, bir çoban koyunlarını otlatmak için güzel çayırlar bulduğu sürece o sürü her zaman ön plana çıkar, en iyisi olur. Bence kalite bunu temsil eder. İkinci olarak çok yetenekli oyuncular gerekir. Dikkat edin çok meşhur demiyorum. Bir filmin başarılı olabilmesi için yıldız oyunculara gerek yoktur. Oynadığı rolu ruhuyla ve içten oynayanlar iyi oyuncudur ve yönetmenin istediği şeyi en iyi şekilde yansıtarak kalitenin en önemli parçalarından birini oluştururlar. Örneğin; Oscar Ödülleri baştaolmak üzere Altın Küre dahil pek çok festivalden ödüllerle dönen “Slumdog Millionaire” filmi. Oyuncuların isimlerini daha önce duymuş muyduk? Tabi bütün bunların işlenebilmesi için bir kalıba ihtiyaç vardır yani güzel bir senaryoya... Hazır ‘Anneler Günü’ de gelmişken şöyle bir örnek vermek istiyorum. Mesela evde annenizin kalıplar kullanarak kurabiye yaptığını düşünün. Eğer kalıpta çatlak ya da pürüz olursa anneninizin yaptığı kurabiye için içtenlikle “Ellerine sağlık canım anneciğim.” diyemezsiniz. Yani ne siz memnun olursunu ne de anneniz. Senaryo da aynı şekilde. Kötü senaryo ne yönetmenini ne de izleyenlerini memnun eder. Son olarak şunu söylemek istiyorum, devir para devri. Onun için iyi bir yapımcı şirketle çalışmak gerekiyor elbette.

Ben de bu güzel Mim’i 3. sorunun cevabında da bahsettiğim Mersinli çok değerli sinema üstadım aynı zamanda ‘bodakedi.blogspot.com’un sahibi Serkan Murat Kırıkcı’ya devretmek istiyorum. Söz sende üstad...

1 Şubat 2009

Sinemaximum.com Yayın Hayatına Başlıyor!


Türkiye yeni sinema platformuyla tanışıyor! Sinemaximum.com sinemaseverler ile 14 Şubat’ta yani sevgililer gününde kucaklaşıyor. Bundan sonra sinema aşıklarının tek adresi olacak olan Sinemaximum.com’da neler mi var? Sinemaya dair aradığınız her şey! Her zaman güncel içeriği ile sizlerle birlikte olacak. Sinema haberleri, film kritikleri, vizyon – seans – salon bilgileri, fragmanlar, DVD - ev sineması değerlendirmeleri, yerli ve yabancı diziler, klasik film kritikleri, animeler, kısa filmler, özel dosyalar; ayrıca kullanıcılarımız film festivallerini ve ödül törenlerini yakından takip edebilecek ve her hafta birbirinden güzel hediyeler kazanacak!...

Daha önce Sinemalar.com sitesinde yazmış, yazar kadrosu oldukça deneyimli kalemlerden oluşuyor. Baş yazarımız Serkan Murat KIRIKCI, Mersin’in kültür-sanat ışığı... Pek çok makalesi yazılı basında da yayınlanmış, aynı zamanda ‘Sinemalife’ online sinema dergisi editörlüğünü de üstlenmekte. Ayrıca Sinemaximum.com’un beyni, isim babası Murat SÜNTER değerli yazılarıyla bizlerle birlikte olacak isimlerden.

Ve bendeniz, aynı zamanda ‘Sinemalife’ online sinema dergisi yabancı basın haber editörü ve yazar kadrosunda, ayrıca ‘Ebeveyniz.biz’ sinema-sanat editörü Kadir SEVİN ve bundan sonra sitenin haber koordinatörü ve film eleştirmeni... Başka hiç bir yerde bulamayacağınız güncel haberlerle ve sinema yazılarımla karşınızda olacağım.

Sevgililer Günü’nde sinema aşıkları için çok özel süprizimiz, ‘Sinemaximum.com’ sizler için perdesini açıyor! Siz sinema severler, 14 Şubat’ta ve daha sonrasında Sinemaximum.com’u mutlaka tıklayın!