Filmde İngilizlerin efsanevi karakterlerinden ve bir çok filme, hikayeye, romana konu olmuş Robin Hood’un hayatı konu alınıyor. Robin Hood, zenginden alıp fakire verme gibi toplumsal bir önder olarak karşımıza çıkarken; diğer yandan da keskin zekası ve savaşçı özelliğiyle halkın gözdesi olmayı başarmış bir asker rolünde… Aynı zamanda Robin Hood’un, bu şöhretiyle ileride İngiltere’de yaşanacak olan devrimci hareketlerin liderlerinin de öykündüğü bir kişi olduğu görüşündeyim. Genel olarak toplumlar bazı kişilerin üstün özelliklerini hikayelere konu ederek çoğunluk tarafından idol kabul edilmesini sağlarlar. Filmde Magna Carta’nın da oluşum öyküsü birçok farklı açıdan anlatılmış. İngiltere’nin 12. yy.da yaşadığı toplumsal çalkantıların ve sonucu dünyanın ilk anayasal belgesinin imzalanması olan bir dönem, bir halk kahramanının hayatı konu alınılarak anlatılmış. Ayrıca Russel Crowe’un oyunculuğu bir harika. Görsel efektler de filmin büyüsüne kapılmanız için oldukça etkili bir diğer faktör. Konuların akışı ve uyandırdığı merak duygusu filmden kopmanızı engelliyor. Bir yanda özgürlük uğruna halkın başkaldırışı, diğer yanda bir kralın hırsları uğruna ülkenin geçirdiği zorlu dönemler… Robin Hood İngiltere tarihinin bu dönemini çok güzel bir şekilde görsellikle birleştiriyor.
"2500 müslüman kadın ve çocuğu buraya getirdiğinizde bir kadın ayaklarımın altında yatıyordu.Bana bakıyordu, gözünde korku yoktu. Hırsta değil, fakat acıma vardı… Çünkü, siz emir verip onları öldürdüğümüzde bizim tanrısız olacağımızı biliyorlardı." Robin Hood’un Kral Richard’ın sorusu üzerine, haçlı seferleri hakkında yaptığı bu yorum da filmin dikkat çeken repliklerinden sadece biri…
Yazar: Nermin Kılıç
0 yorum:
Yorum Gönder