13 Eylül 2008

‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ İmkansız mı?

‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ yönetmenin kendi hayatını anlattığı, kısa film olarak çok başarılı olan ‘Optik Düşler’ filminin uzun metraj olarak tasarlanmış halidir. Filmin adı film kahramanlarından karpuzcu Kemal’in ‘olmayacak şeylere umut bağlamak’ anlamında kullandığı bir deyimdir ve film içinde de yeri geldikçe kullanılıyor.

Yönetmenin kendi yerine koyduğu karpuzcunun çırağı Recep ve daha çok para kazandırdığı için berber çırağı olan Mehmet’in sinemaya olan tutkularını ve bir film projeksiyon makinesi yapmaya çalışmalarını anlatıyor. Yaptıkları iş köylülerce aptal işi olarak görülüyor çünkü sinema ancak para kazandırıyorsa iyi bir iştir. Zaten Mehmet’in terzi çırağı olmaktan vazgeçmesinin sebebi de budur. yönetmen de küçükken sinema tutkusu yüzünden çok hor görüldüğünü ve bu tutkusu nedeniyle ailesini mağdur bıraktığını söylüyor. Bu nedenle yıllardır desteğini kendisinden esirgemeyen eşi Ayşe’ye adıyor filmi.

Filmde iki hayalperest çocuğun filmden daha faydalı ‘para getiren işlerde’ uğraşması gerektiğini düşünüyor herkes. Öyle ki iki hayalperestin de onları destekleyecek bir ailesi yok. Zaten yönetmen de ailesinden hiç destek alamadığını hatta karısının bile yaşadıkları sefaletten dolayı bazen "Keşke sen de normal bir köylü olsaydın da tarlada çalışsaydın. Film çekeceğim diye tutturmasaydın" dediğini söylüyor. Bunun sebebi yıllarca kısa film çeken yönetmenin ilk defa bu filmiyle para kazanmış olması. Yıllarca kısa film çekmesinin sebebi ise kasetlerinin ancak kısa film çekmeye yetmesiymiş.

Köylülerinin filmini anlamadığını ve ödül kazanmış olmasının onlar için hiçbir ifade etmediğini söyleyen yönetmen köylülerinin olmasa da birçok sinemaseverin beğenisini kazanan ilk uzun metrajıyla oldukça içten, bireysel bir filme imza atmış ve etrafındakilerin söylediğine aldırmadan hayallerine kavuşmuş. Filmi izlemeden yönetmenin hayat hikâyesini okumanızı ve filmi hayallerinin peşinde koşmanın önemli olduğunu bilerek izlemenizi tavsiye ederim. Tamamen amatör oyuncularla Kütahya’nın mütevazi bir kasabasında çekilen ve İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film, 52. San Sebastian Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü, 26. Montpellier Film Festivali’nde En İyi Film ödüllerine layık görülen bir film karşınızdaki. Türk sineması açısından da çok değerli bir eser.


Benay Gavazoğlu

0 yorum: